Genç Sağlık ve Sosyal Hizmet Çalışanları Sendikası Genel Sekreteri Furkan Ali Çiftçioğlu, Sendika olarak Filistin’e yapılacak maddi ve manevi her türlü yardım ve organizasyonun yanında olduklarını belirtti.
Genç Sağlık Sendikası Genel Merkezi’nde konuşan Çiftçioğlu; ‘İbrahim’in ateşine su taşıyan karınca misali, safımızı ve desteğimizi ilan ediyorum’ dediği basın açıklamasında şu görüşlere yer verdi :
“Bir özlük hakkı ya da mali kazanım için çıkmayı çok isterdim. Ancak bugün karşınızda bir insanlık dramı, bir soykırım adına bulunuyorum. Konuşmama başlamadan önce hepimizin kendi vicdanlarımıza yöneltmemiz gerektiğini sorularımı paylaşmak istiyorum. Gözünü kapatın ve bu pazar gününe sirenlerin çaldığı bir şehirde, yurdunuza, sokağınıza bombalar yağdığını hayal edin. Bombalardan birinin kendi evinize isabet etmediği için ne kadar şanslı olduğunuzu hayal edin. Bir an olsun, annenizi, babanızı, eşinizi veya çocuğunuzu güvenli bir yere almak için elinizden hiçbir şey gelmediğini, çaresizce kopacak o kıyameti beklediğinizi hayal edin. Hiçbir suçu ve günahı yokken sokaklarınızda binlerce insanın katledildiğini, küçücük çocukların parçalanarak öldüğünü hayal edin. Hayali bile ne kadar zor ve acımasız değil mi? Maalesef bugün Gazze’de yaşananlar bir kabusun çok ötesinde ağır bir insanlık dramıdır” diye konuştu.
“2,5 MİLYON FİLİSTİNLİ AÇLIĞA, YOKLUĞA, RESMEN ÖLÜME TERK EDİLMİŞTİR”
Gazze’ye karşı büyük bir kıyım başlatıldığını ifade eden Çiftçioğlu, “Bilindiği üzere bir süre önce Filistin direniş örgütü Hamas’ın İsrail’e yaptığı eylemler üzerine İsrail tarafından Gazze’ye karşı büyük bir kıyım başlatıldı. Üzülerek söylüyorum ki Hamas’ın bu girişimi emperyalist ülkelerin Irak’a girmek için kurduğu 11 Eylül komplosundan farksızdır. İsrail’in Filistin’i yok etme amacı Hamas’ın saldırıları ile meşrulaştırılmaya çalışılmış, ancak bütün zararı gören azınlıkla İsrailli siviller ve çoğunlukla Filistinli kardeşlerimiz olmuştur. Öncelikle Hamas’ın sahada ve masada liderliğini yapan isimlerin, kendilerini güvenli bölgelere aldıktan sonra savaş çığırtkanlığı yapmaları milletlerine karşı yapılan bu soykırıma çanak tutmaktan bir adım öteye gitmeyecektir. Bizler bu senaryoyu 11 Eylül sonrasında acının başkenti olan Irak’tan iyi biliyoruz. Uluslararası hukukun karşısında 11 Eylül saldırılarını gerekçe göstererek Irak’ı bir cehenneme çeviren emperyalist güçlerin daha düne kadar neler yaptığını çok iyi hatırlıyoruz. Ancak ne yazık ki bugün yaşananlar, bizlerin Irak’ta yaşananlara dair okuduklarından ve dinlediklerinden çok daha kötüdür. Deniz, hava ve kara yolu kapatılan Gazze’ye bir açık hava hapishanesi demek bile güçtür. Çünkü hapishanelerde dahi mahkumların temel yaşam ihtiyaçları karşılanmaktadır. Bakın, bugün Gazze’de su, ekmek, elektrik ve hastaneleri yok. Bütün altyapısı yok edilmiş bir şehirde 2,5 milyon Filistinli açlığa, yokluğa, resmen ölüme terk edilmiştir.”