Gastronomi kenti olan şehrimizin tüm dünyaca bilinen yemeklerine ayrı bir lezzet katan taş fırınların olmazsa olmazı küreklerin üçüncü kuşak imalatçıları Murat ve Şükrü Buğdaycıgil son temsilcileri olarak mesleğini sürdürmenin mücadelesini veriyor.Hatay’da ki fırıncıların tamımına yakınının ihtiyacını karşılayan kürek ustaları, gelişen teknolojiye rağmen fırınların istekleri doğrultusunda ürünlerine rağbetin devam ettiğini belirterek aile büyüklerinden öğrendikleri mesleği en doğru biçimde en doğru biçimde uygulamaya devam ettiklerini söylediler.
İlerlemiş yaşına rağmen her gün kuzeni Murat Buğdaycıgil ile birlikte uzun çarşı caddesindeki küçük atölyelerinde fırıncı küreği imalatı yapan Şükrü amcamız yılların verdiği tecrübe ve fırıncı küreği mesleğini sürdürebilmek adına gösterdiği çabanın haklı gururu ile bizleri karşılarken ağzından çıkan ilk söz “En iyi fırıncı küreği kayın ağacından olur ama her kayından da fırıncı küreği olmaz”oldu. Sayısız fırıncı küreğinin imalatına sahne olmuş ve bir okadar da yıllara meydan okuyan hali ile herzamanki yerinde duran tezgahının başına geçen Şükrü Buğdaycıgil , Hatay misafirperverliğinin örneği olarak da ikram ettiği tavşan kanı çayları biz yudumladığımız esnada bir yandan yeni imal ettiği küreğin çalışmasını yaparken bir yandan da yaptığı işin detaylarını belli sınırlar çerçevesinde bizlere aktardı.Şükrü Buğdaycıgil;” Babam bu mesleği babasından bende babamdan öğrendim. Babamdan teslim aldığım bayrağı en iyi şekilde taşımak adına elimden gelenin fazlasını yapmaktayım. İlkokul çağlarında hem okuyup hem de babamın yanında çalışarak fırıncı küreği yapımını öğrenmeye başladım.Biz ailecek bu sektörde her daim marka olduk ve halende yerimizi korumaktayız.Rahmetli dedem ve babam bu işi en iyi yapan ustalardı.Şimdi ben ve kuzenim Murat Buğdaycıgil alnımızın akı ile en güzel fırıncı küreklerini imal etmeye devam ediyoruz.1995 yılında babamın vefat etmesinden sonra atölyemizin başına geçerek imalata devam ettim.Fırıncı küreği kayın ağacından yapılır.İmalathanemize gelen 500 yıllık kayın ağacı kütüklerinin işlemden geçmesi ve fırınlarda belli bir süre bekletilmesinin ardından üzerinde oluşan çatlaklara göre en uygun olan parçalar fırıncı küreği yapımı için seçilir.Burada gördüğünüzü teknolojik aletlerimizin yanında baba yadigarı aletlerimizde atölyemizde mevcuttur.Bu gördüğünüz eski aletler ile 40-45 dakikada bir kürek yapılıyorken bugün kullandığımız teknolojik aletler ile bir küreği ortalama 5-6 dakikada yapmaktayız. Kürekle sapı birbirine tutturma konusunda büyüklerimizden gördüğümüz gibi ahşap çivileri kullanmaktayız.Bu küreklerin sıcağa karşı daha dayanıklı olmalarını sağlamaktadır.Hayatımızın her aşamasında teknolojik yenilikler yerini alırken Taş fırınlarda halen bizim küreklerimiz teknolojiye inat kullanılmaktadır.Günümüzde ağaç küreklerin yerini alacak bir teknolojide yok.Taş fırınlarda hamurun tadını bile etkileme özelliğindeki ağaç kürekler hamuru bozmaz ve terletmez işe bu özelliği ile olmazsa olmazdır.Taş fırında pişirimi yapılan herşeyin ayrı küreği vardır.Pide ,Lahmacun,Somun ekmek küreklerinin ayrı olmalarının yanında fırındaki tepsileri çekecek olan küreklerde ayrıdır.Bu arada en kaliteli kürekleri ürettiğimiz gibi uygun fiyatlarımız ile de bilinmekteyiz. Küreklerimiz 75 ile 100 TL aralarında satışa sunulmaktadır. Kullanılmakta olan küreklerin tamiratını da yapmaktayız.Bizler büyüklerimizden öğrendiğimiz fırın küreği ustalığını nasıl sürdürebiliyorsak şükürler olsun ki evlatlarımızda bu mesleği en iyi biçimde yürütebilecek durumdadırlar.”dedi.
Bizlerle konuşurken sanatını icra eden gözlerimize hitap eden Şükrü Buğdaycıgil aynı zamanda bir başka yeteneği olan şairliğinin ürünleri olan şiirlerinden de bir demet okuyarak zihinlerimize de ziyafet çektikten sonra tezgahının başında yetiştireceği fırıncı kürekleri için çalışmaya devam etti.