Çin’de başlayıp dünyaya yayılarak pandemiye neden olan COVID-19 salgını, hayatı her anlamıyla olumsuz etkilemeye devam ediyor…
Yaban hayvanları için sıkıntı yok, insanın elini eteğini çektiği dünyada olanca özgürlükleri ile sefa sürüyorlar; yıllar sonra İstanbul Boğazı’nda yunuslar özgürce yüzerken görüntülendi, Avustralya’da kangurular sokaklara yayıldı, Kanada’da geyikler… Afrika’daki vahşi yaşam zengin katillerden arındığı için mutlu, kutuplarda ayılar ve penguenler huzurlu… Doğanın, ‘önce insan’ anlayışına bir isyanı değil mi bu durum? Baksanıza nehirler daha temiz akıyor, denizler pırıl pırıl ve hava kirliliği son yılların en düşük seviyesinde… Bu durum biz insanlar için de olumlu değil mi? İçilebilir su, yüzülebilir deniz ve tabi solunabilir hava kime lazım değil ki?..
Maddi ve manevi yönden bir çıkmazın içinde olduğumuz bir gerçek ama doğanın yeniden kendine gelmesi için bu lazımsa katlanmak zorundayız ve hatta bundan sonrası için de daha duyarlı olmamız lazım!
Biz insanlar zor durumdayız, yaban hayvanları hayli mutlu ve huzurlu olsa da sokak hayvanları da bizler kadar zor durumda…
Her yer kapalı ve yiyecek bir şey bulmakta her zamankinden daha çok zorlanıyorlar…
Neyse ki iyi insanlar da var; hem insanlara hem de hayvanlara yardım eli uzatan…
Bunlardan biri de İshak Kırımi kardeşimiz… Sürecin başından beri yaşatmaya çalıştığımız dayanışma ruhuna o da bir nefes verdi…
Antakya’nın Küçükdalyan, Haraparası, Maşuklu, Güzelburç mahalleleri ile sanayi sitesi ve çevresinde barınan canlar bugün de doydu…
Tüm insanlar ve tabi tüm canlılar eşittir doğa karşısında… Dayanışma ruhu her yerde lazım…
Lütfen sizler de uzanın bir yerlere, yüreğiniz belki çok daha fazlasını arzu ediyordur ama en azından elinizin ulaştığı yere…
