Soru: Cuma günleri vefat etmiş bulunan annem ve babam için Yasin Suresini okuyorum. Doğru yapıyor muyum?
Cevap:Evet, caizdir. Vefat eden birinin yerine vekaleten hac yapmak nasıl caiz ise okuması ibadet olan Kur’an-ı Kerim’i tilavet edince meydana gelen sevabı anne ve babaya bağışlamak da caizdir.Tabi ki Kur’an-ı Kerim okunsun, anlaşılsın, hayata tatbik edilsin diye indirilmiştir. Aynı zamanda okumakta sevaptır.Ancak cuma gece ve günleri sünnet olan Kehf Suresini okumaktır. Peygamber Efendimizin kendisi fiili olarak cuma günleri Kehf Suresini okurdu ve kavli olarak da bu sureyi okumamızı buyurmuşlardır. Yasin Suresi okunmasın, denilemez ama tavsiye edilen Kehf Suresini okumaktır.
Soru: Ayaklarımdaki rahatsızlığımdan dolayı doktorum varis çorabı giymemi söyledi. Bu çorabı çıkarmamam gerekiyor. Nasıl abdest alacağım?
Cevap:Eğer doktor, kişiye varis çorabı giymesini ve çıkarmaması gerektiğini söyledi ise bu tedaviyi dikkatle uygulamak gerekir.Abdest gerekince, alçıda ve bez sargıda olduğu gibi varis çorabı üzerine mesh etmek caizdir. Varis çorabının üzerine her abdest almada bir defa mesh edilir. Yalnız ayaklarımızdan görünen kısımlarının yıkanması farzdır.Bu çorapları abdestli – abdestsiz giymek farketmez. Mesh ile o uzuv hükmen yıkanmış sayılır.Eğer varis çorabının çıkarılmaması gerekiyorsa boy abdestinde de üzerine mesh etmek caizdir.
Varis çorabı, alçı veya bez sargı üzerine mesh eden birisi sahibi özür gibi her vakit abdest almaz. O meshle birden fazla vakit namazı kılabilir ve kıldırabilir.
Soru:Ev almak için para biriktirdim. Ama henüz ev alamadım. Bu para için zekat vermem gerekir mi?
Cevap:Evet, gerekir. Evi veya arabası olmayan birisi ev veya araba almak için para biriktirmiş ve nisap miktarının da üzerindeyse ve herhangi bir yer ile de anlaşma yapmamışsa ve üzerinden de bir kameri yıl geçmişse zekatını vermesi farzdır.Ancak ev veya araba satın almak isteyen biri, bir yerle sözlü veya yazılı anlaşma veya bağlantı yapmışsa o paranın zekatını vermesi gerekmez.
Soru:Tanımadığım birinin cenaze namazına katıldım. Hocamız, “merhumu nasıl bilirsiniz?” diye sordu. Benim ne cevap vermem gerekir?
Cevap: Öncelikle Peygamber Efendimiz, “geriye borç bıraktı mı?” veya “borcu karşılayacak mal bıraktı mı?” sorularını sorardı.Fakat hocamızın , “mevtayı nasıl bilirsiniz?” sorusuna, eğer iyi birisi olarak tanıyorsak, “iyi, hayırlı biri olarak biliriz” diyelim. Eğer iyi ve hayırlı birisi olmadığını biliyorsanız, kötü biri olarak tanıyorsanız, “Allah rahmet eylesin” diyin veya hiç bir şey söylemeyip, sükut ediniz. Çünkü bu bir şahitliktir. Eğer mevtayı tanımıyorsanız, “Allah rahmet eylesin” demek en doğrusu olur, inşaallah.
Soru:Namazda gülmek namazı ve abdesti bozar mı?
Cevap:İbadetlerde ve özellikle namazda aslolan ciddi, samimi ve ihlaslı olmak, Rabbimizin huzurunda huşuyla namazı kılmaktır. Ve kulun, Allah’a (cc) en yakın olduğu secdede, yani alnını ayakları hizasına koyduğu anda huzuru tatmasıdır.Ama namaz içinde istemeyerek te olsa gülme olursa ;
– Tebessümle gülen yani güldüğünü kendisi bile işitmeyenin namazı da, abdesti de bozulmaz.
– Eğer yanındakiler değil de kendisi duyacak kadar güldüyse, namazı bozulur ama abdesti bozulmaz. Namazını yeniden kılması gerekir.
– Eğer namaz içinde gülmesi yüksek sesle olur ve yanındakiler de işitirse hem namazı ve hem de abdesti bozulur. Yeniden abdestini alır ve namazını iade eder.
Soru:Amcamızın oğlu çok zengindir. Akrabalarından ihtiyaç sahibi fakirler var. Ama hep zekatını yabancılara, hatta başka şehirlere gönderiyor. Bu caiz midir?
Cevap:Caizdir, zekatı tamamdır fakat mekruhtur. Dinimiz yakın akrabaları görüp-gözetmeyi emreder.
Zenginlerin zekatlarını verirken, öncelikle yakın akrabalarından başlamaları, tedricen diğer ihtiyaç sahiplerini gözetmeleri sünnete daha uygun olanıdır.
Soru: “Eşim bu hastalıktan iyileşirse Ankara’nın fakirlerine dağıtmak üzere bir koçu kurban kesip dağıtmayı adıyorum.” diye adak adadım. Eşim, Elhamdulillah iyileşti. Ama biz şimdi Bursa’da yaşıyoruz. Adağımı koyun olarak Bursa’da kessem ve buranın fakirlerine dağıtsam olur mu?
Cevap: Evet, caizdir. Adak, insanın bir musibetten kurtulması veya bir nimete nail olması üzerine, kendisine vacip olmadığı halde bir ibadeti yerine getirmek için Allah’a (cc) söz vermesidir. Adanan şey olursa o zaman kul Allah’a verdiği sözü yerine getirmelidir. Bu, şartlar uygunsa yerine getirilir. Uygun değilse şehirlerin, kişilerin farklı olmasının dinimiz açısından bağlayıcılığı yoktur. Hatta adanan kurban küçükbaş hayvansa koç yerine koyun veya keçi kesilebileceği gibi, büyükbaş kurbana da hisse olarak girilebilir. Ancak büyükbaş hayvan kurban olarak adanmış ise yerine küçükbaş hayvan kurban etmek caiz değildir.
Soru : Cemaate namaz kıldırıyorken abdestim bozuldu. Ne yapmam gerekirdi?
Cevap : Namaz kıldırıyorken abdesti bozulan bir imam hemen sanki burnu kanıyormuş gibi eliyle burnunu tutar ve arkasındakini yerine alır. Bunu ( mihraba geçirme fiilini ) ya işaretle veya elbisesinden tutarak yapar. Buna İstihlaf denir. Yerine geçirme işini sözlü yani konuşarak yapmak caiz değildir. Konuşarak yapmak hem İmamın hem de cemaatin namazını bozar.Bunun için İmamın hemen arkasına duranın imamlık yapacak ilme sahip olması çok iyi olur.Eğer imam birini yerine geçirmezse cemaatten biri geçer. Geçen kimse kalben imamlığa niyet eder.Hiç kimse geçmezse ve abdesti bozulan imam da camiden çıkmışsa cemaatin namazı bozulur.