GİRİŞ: O, iyi bir eğitimci… O, iyi bir eş, iyi bir baba… O, iyi bir dost, arkadaş, kardeş… O, örgütlü mücadeleyle birlikte bir şeylerin başarılacağına inanan biri… Yazdıkları ile, yaşama bakış açısı ile her zaman doğrunun yanında yer alan güzel yürekli bir can. Bugünkü söyleşimizde sevgili Turgay Kaçan dostumun eğitimci yönünü konuşacağız. Yaşamın akışındaki duygularımızı uyandıracak şiirlerini ve şiir yazma tutkusu ele alacağız. Eğitim İş Sendikası Ankara 1 Nolu Şube Başkanı sevgili Turgay Kaçan Türkiye’deki sendikal çalışmalardan bahsedecek. “İlkimi değişti dünyanın/Gözyaşları, çocukların çığlıkları, anaların ağıtları/Sevdalıların ihaneti sardı dört bir yanı” diyen eğitimci-şair Turgay Kaçan’a sizin adınıza sorduğum sorularla daha fazla tanıyalım…
Nebih Nafile: Yüzünde gülümsemesi eksik olmayan Turgay Kaçan’ı kendi ifadeleriyle biraz tanıyalım mı? Çocukluğundan günümüze kadar kısaca anlatmanız mümkün mü?
Turgay Kaçan: 14.07.1975 yılında Sivas’ın Yıldızeli İlçesinin Merkez Sarıkaya Köyünde iki çocuklu bir ailenin üçüncü çocuğu olarak dünyaya gelmişim. İlkokul çağına gelince nüfuz cüzdanı çıkarmak gerektiğinden biri (kim olduğunu bilmiyorum) ilçe nüfuz müdürlüğünden nüfuz cüzdanımı çıkarmış o tarihten itibaren doğum tarihim 10.01.1977 olmuş.
İlkokul 1. ve 2. Sınıfın yarı tatiline kadar köyümün okulunda birleştirilmiş sınıfta okudum. Babamın resmi işe girişi ile (Köy Hizmetlerinde işçi olarak) Sivas merkeze taşındık. Danişment ilkokuluna kalabalık bir sınıfa kaydım yapılmış. Danişment İlkokulundan sonra mahallemizin ortaokulu 4 Eylül ortaokuluna kayıt oldum ve bu okulu da başarı ile bitirdim. Ortaokuldan mezun olacağımız haziran ayında artık kooperatiften bir evimiz olduğu için Alibaba mahallesine taşındık. Bu sıralar ortaöğretim kurumları giriş sınavına girdim. Bu arada Endüstri Meslek lisesi motor bölümünü kazanmışım.
Yaz ayları okul tatil olduğunda köye gider amcamlara köy işlerinde yadım ederdim. Yani yazları köyde çalış, okul açılınca okula devam et.
Çobanlık yaparken eniştem geldi ve okullara kaydın son günü imiş hemen Sivas’a gitmen gerekiyor. Bırak hayvanları doğruca kaydını yaptıracaksın dedi. Ben kendimi otobüste buldum 30 dakika sonra. Doğruca annemin yanına gittim oğlum bugün kayıtların son günüymüş. Haydi şip şak fotoğrafçıya git foto çektir, nüfuz cüzdanını al Atatürk Lisesinin yolunu tut. Girişte bir bölme kayıt alıyorlar. Bizde sıradayız kayıt yaptıracağız anacığımla. Tam kayıt olacağım evrakların içinden bir evrak yere düştü orada ki memur olduğunu düşündüğüm şahıs teyze oğlunuz meslek lisesini kazanmış siz oraya kayıt yaptırın dedi. Annemle birbirimize baktık annem ben okuma yazma bilmem buraya kayıt yaptıracağız ama yine de siz bilirsiniz dedi. Şahıs öve öve bitiremedi meslek lisesini bizde evraklarımızı aldık doğruca meslek lisesinin yolunu tuttuk. Kayıt yaptıracağız, burayı kazanmışız sonuç evrakını istediler aferin çocuğunuza teyze güzel bölüm kazanmış hemen kaydını yapalım dedi ve annemin imza yerine parmak basmasıyla kaydımızı yaptırdık. Artık meslek liseliydik ve hayatım başka yöne evrilmişti.
Ortaöğretim okul hayatımız Meslek Lisesi Motor bölümünde başladı. Ancak sevememiştim bir türlü bu okulu, ellerimiz yağ içinde kalıyor, önlük giyiyorduk. Bırakmak istedim ancak annem oğlum kimsemiz yok burada okul dedi oku işte dedi ve 3 yıl okuduk başarılı bir şekilde 1990 yılında mezun oldum. Dershane süreci ve 94 yılında Gazi Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi Makine Eğitimi Otomotiv Öğretmenliği Anabilim dalını kazandım tabi ki kader arkadaşım Aslan Gürdaş ile. Büyükşehir yaşantısı, güzel dostluklar, yeni yaşanmışlıklar derken 1998 yılında mezun oldum. Bu süreçte yani öğrencilik yıllarımda azıcık günlük tutmaya, şiirsel denemeler yazmaya başladım. 08.12.1998 yılında öğretmen olarak Amasya ili Merzifon ilçesine öğretmen olarak atandım 2000 yılı nisan ayına kadar burada öğretmenlik yaptım. Nisan ayında yedek subay öğretmen olarak Bitlis Endüstri Meslek lisesine atandım. Bitliste cocukluk arkadaşm, gönüldeşim Murat Özer ile aynı evi paylaşmanın yanında şiirlerde paylaştık. Bu sırada sevgili eşim hayat arkadaşım Zahide hanımla evlendik. Askerlik dönüşünde eş durumundan Ankara’ya tayin oldum ve bir daha Merzifon’a hiç dönmedim. 2001 aralık ayından itibaren MEB İlsis koordinatörü olarak Yenimahalle İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünde ve Etimesgut İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünde 10 yıla yakın görev yaptım. Bu görev bitiminden sonra Müdür yardımcılığı, Bilişim Teknolojileri Formatör Öğretmenliği görevlerinde bulundum. 2010 yılından itibaren ise Etimesgut İlçesi Özkan Erdek Mesleki eğitim Merkezinde Motorlu Araçlar Teknolojisi Alanı öğretmeni olarak görev yapıyorum.
Evliyim, 27.03.2004 doğumlu Öykü ve 10.08.2011 doğumlu Ezgi isminde dünya tatlısı kızlarım var.
Nebih Nafile: 22 Mayıs 2019 tarihindeki radyo programımda sizin şiirleri konu etmiş, dinleyicilerimi şiirlerinizle buluşturmuştum. O gün şu ifadeyi kullanmıştım: Bir şairin doğuşu… Evet o şair üretmeye, ürettiklerini paylaşmaya devam ediyor. Yakın zamanda kitap görünüyor mu?
Turgay Kaçan: Aslında kitap düşüncem hiç olmadı. Ancak kıymetli abim Nebih Nafile, kıymetli dostum Murat Özer ve birçok arkadaşımın yazıya aktarılan bu duyguların kendi çevremiz dışında da insanlarla paylaşılması için baskıları var. Dostlarımızın isteklerini emir kabul ediyorum bu duygu sellerini okuyucuya sunmak isteğim oldu. En kısa sürede toplayacağım. Elzem oldu artık bir kitap.
Nebih Nafile: Biraz daha gerilere gidelim. Şiire olan tutkunuz nasıl başladı. Şiir yazdığınızı ne zaman fark ettiniz?
Turgay Kaçan: 1994 yılından itibaren duygularımın kâğıda aktarımı olarak amatör olarak başladı ve halen devam etmektedir. Ne mutlu ki insanım ya da insan olmaya çalışıyorum. Şiir denebilir mi bilmiyorum ancak birkaç tanesini seslendiren arkadaşlarım oldu ve hâlâ bunlar youtubede izlenmektedir. Tabi ki bu dizelerin şiir olduğuna son zamanlarda sen değerli abim radyo programı yapması ayrıca Ankara’da Radyo Özgür’de şair ozan abim Abbas Turan ile program yaptık şiir edebiyat üzerine dinleyicilerden gelen olumlu izlenimler hayata aşık olmam sonucu bu dizelerin oluşmasını sağlıyor.
Nebih Nafile: Turgay Kaçan’ı bir öğretmen olarak tarif ettiğimizde okulda, sınıfta, atölyede nasıl bir öğretmendir?
Turgay Kaçan: Öğretmenlik mesleği diğer mesleklere benzemiyor. Sosyal olacaksın, iletişime acık olacaksın, verici olacaksın vb. bu özellikleri daha çoğaltabiliriz ama en önemlisi yüreğimizde insan sevgisi yoğun olacak. Bunları barındırırsanız bünyenizde bu mesleği layıkıyla yapabiliriz. Ben de bunları yapmaya çalışan öğrenci, öğretmenim. Sevecen, pozitif düşünen, çözüm merkezli bir insanım. Bu özelliklerimle bulunduğum ortamlarda sevildiğimi düşünüyorum.
Nebih Nafile: Doğruları her zaman haykırabilen bir yönünüz var. Sendikal mücadelede hep iyiye ulaşabilme hedefindesiniz. Eğitim İş Sendikası Ankara 1 Nolu Şube Başkanlığı yapmaktasınız. Bu konuda neler söylemek istersiniz?
Turgay Kaçan: Ayrıca çeşitli Demokratik Kitle örgütlerinde üyeliğim ve yöneticilik görevlerim bulunmaktadır. Bunlar öğrencilik yıllarımdan itibaren gençlik kolları üyesi olduğum ve hâlâ üyesi olmaktan onur ve gurur duyduğum Atatürkçü Düşünce Derneği, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Ankara Şubesi üyeliği, Ulusal Eğitim Derneği Üyeliği, Öğretmen Dünyası Dergisi Temsilciliği, Kanserle Barış Derneği üyeliği ve 2012 yılından 2014 mayıs ayına kadar Eğitim İş Sendikası Ankara Şubesi Mali sekreterliği, 2014 Mayıs ayından itibaren Eğitim İş Sendikası Ankara 1 Nolu Şube Başkanlığı görevim hâlâ devam etmektedir. Örgütlü mücadeleye, birlikte bir şeylerin başarılacağına inanan biri olarak üzerime düşen görevleri yapmaya çalışmaktayım.
Sendikacılık gerçekten zor bir iş. Çok özveri gerektiyor. Emek, sabır gerektiriyor ve insanlara umut vermen gerekiyor. Ayrıca Vatanımıza, Cumhuriyetimize ve Emeğimize sahip çıkmamız gerekiyor. Sorumlu yurttaş bilinciyle bunları başarmak için bu tür demokratik kitle örgütlerinden görev almak sorumluluk üstlenmek gerekiyor. Ben de bu bilinçle hareket ediyorum etmeye de devam edeceğim.
Nebih Nafile: Her şeyi bir kenara bırakarak, iyi bir eş, iyi bir babasınız. Yaşamı anlamlandıran aile ve çocuklarımız için söyleyecek çok söz var elbette. Bu konuda söyleyeceklerinizi merak ediyorum.
Turgay Kaçan: Her şeyden önce iyi insan olmak lazım. Yüreğimizden sevginin eksik olmaması gerekir. Bunları edinmeye çalışan sade bir insanım. Dünyayı mutlu kılan, anlamlandıran çok şey var. Bunların başında aile geliyor. Kızlarım ve eşim dünyada vazgeçemeyeceğim en değerli hazinelerimdir. İnsan, yalnız bir varlık. Ancak sevdikleri onun yalnızlığını alıyor ve bir bütün haline getiriyor. Mutluluk tek başına yaşamıyor, sana bakan çift gözler daha da çoğaltıyor.
Toplum faydalı, yüreği insan sevgisi ile dolu yani İYİ İNSAN olarak yetiştirebilirsek çocuklarımızı ne mutlu bize.
Nebih Nafile: Sevgili Turgay Kaçan kardeşim, dostum. Söyleyecek sözlerimiz bitmeyecek elbette. Nefes aldığımız sürece konuşacağız, sevgiye, aşka dair yüreğimiz çarptığı sürece yazmaya devam edeceğiz ve elbette türkülerimiz susmayacak. İçinden geldiği gibi, sımsıcak cevapların için teşekkür ediyorum.
Turgay Kaçan: Böyle bir fırsatı bana ikinci defa sunduğun için çok teşekkür ederim. Duyguların kelimelere, kelimelerin cümlelere, cümlelerin dizelere dönüştüğü sağlıklı, mutlu, can şenliği günler dilerim. Tüm insanlığa…
Güneş Hepimiz İçin Kültür-Sanat-Edebiyat Söyleşileri-Özyurt Gazetesi
Hazırlayan: Nebih Nafile 2 EYLÜL 2020