Soru: Cuma günleri vefat etmiş bulunan annem ve babam için Yasin Suresini okuyorum. Doğru yapıyor muyum?
Cevap:Evet, caizdir. Vefat eden birinin yerine vekaleten hac yapmak nasıl caiz ise okuması ibadet olan Kur’an-ı Kerim’i tilavet edince meydana gelen sevabı anne ve babaya bağışlamak da caizdir.Tabi ki Kur’an-ı Kerim okunsun, anlaşılsın, hayata tatbik edilsin diye indirilmiştir. Aynı zamanda okumakta sevaptır.Ancak cuma gece ve günleri sünnet olan Kehf Suresini okumaktır. Peygamber Efendimizin kendisi fiili olarak cuma günleri Kehf Suresini okurdu ve kavli olarak da bu sureyi okumamızı buyurmuşlardır. Yasin Suresi okunmasın, denilemez ama tavsiye edilen Kehf Suresini okumaktır.
Soru: Kabir azabı diye bir şey var mıdır? Münker-Nekir kabirde soru soracak mıdır?
Cevap: Evet, kabir hayatı vardır. Kabir ya Cennet bahçesi veya Cehennem çukuru gibidir.Evet, Münker-Nekir Melekleri; Rabbın kimdir?Dinin nedir? Peygamberin kimdir? sorularını soracaklardır.Kabir azabı vardır ve haktır. Şefaat vardır ve haktır. Kadere iman konusu İmanın altı şartından olmazsa olmazıdır. Biz Ayetler ve Hadislerle bunların hak olduğuna iman etmişiz.Kuran’ dan herhangi bir Ayeti inkar, ayete; “bu Allah sözü değildir” demek, hafife almak, dalga geçmek, şüphe etmek kişiyi imanın dışına çıkarır. (Allah korusun) Kuran-ı Kerim Allah’ ın (cc) kelamıdır. Hem lafzı hem manası Mucizedir. Kıraatı ibadettir. Her harfine on sevap verilir. Hatim de duası da hafızlık da Sünnete uygundur. Bunlardan meydana gelen sevabı sağlara da ahirete göçenlere de bağışlamak CAİZ’ dir.
Müslüman halkımızın itikadını bozmak, onları şüpheye sokmak isteyenleri Allah (cc) ıslah etsin.
Soru: Kızılay kan bağışı için cami önünde kampanya yapıyor. Ben nafile (yani farz, vacib olmayan) oruç tutuyorum. Kan versem orucum bozulur mu?
Cevap: Hayır, bozulmaz. Kan bağışında bulunmak sevabı çok olan salih ameldir. Ramazan ayı orucu dahi olsa kan vermek orucu bozmaz. Ancak vücudunun zayıf düşmesi ve sağlığının etkilenmesi söz konusu olursa, kan vermek mekruh olur. Yine de bozulmaz, kaza veya keffaret gerekmez. Oruca devam ederiz. Eğer hasta olurda doktorlarımızın verdiği ilaçları kullanıp orucu bozarsak, ilerde gününe gün kaza yaparız.Kan verilen kişinin de durumu aynıdır. Orucu bozulur, ilerde gününe gün kaza yapar.
Soru:Köyde, misafirlerimizi ağırlamak ve yemeklerde kullanmak için kestiğimiz kaz veya tavukların vb. tüylerinin yolunması için sıcak suya sokulmasının mahzuru var mıdır?
Cevap:Su kaynama derecesine ulaşmadığı sürece caizdir. Tüylerinin kolay yolunması için kaynar olmayan sıcak suda ( 50 – 60 dereceyi gecmese iyi olur ) bekletmeden hemen batırıp – çıkarmanın veya sudan geçirmenin mahzuru yoktur.Fakat hayvanın iç organları temizlenmeden kaynar suya sokulursa, bu necaset ete sirayet eder ve etini yemek caiz olmaz.
Soru:Çok sevdiğim, yakın dostum İstanbul’da salgın hastalıktan dolayı vefat etti. Ben Erzurum’da yaşıyorum. İçinde bulunduğumuz hassas dönem nedeniyle cenaze namazına katılamadım. Erzurum’da gıyaben cenaze namazı kılabilir miyim?
Cevap:Cenaze namazı farz-ı kifayedir. Hazır bulunan cenaze için kılınır. Ancak Şafii alimlerimiz (Allah onlardan razı olsun) gıyaben cenaze namazı kılmayı caiz görmüşlerdir.Salgın hastalık döneminde zaruret vardır. Yani cenaze hazır bulunmasa da; bulunduğunuz yerden, gıyaben, abdestli ve kıbleye dönerek cenaze namazını kılmanız caizdir.
Soru:Vefat eden babamdan dolayı anneme ve bazı kardeşlerime devlet maaş bağladı ama bazılarımıza bağlamadı. Kardeşlerimiz varisler olarak maaşlarını bizimle paylaşmalı değiller mi?
Cevap:Babanın vefatından dolayı tahakkuk eden maaş mirasa mahal ( konu ) değildir, şahsidir.Devlet maaş bağlayacağı yerleri mevzuatla kayıtlamış ve tadad etmiştir. Devlet, memuruna veya başka bir işte çalıştırdığı kimselere maaş verdiği gibi, çalıştırmadığı kimselere de maaş bağlayabilir.
Kanun kime hak tanımışsa onlar maaşı alırlar. Bundan dolayı maaş bağlanmayan kardeşler hukuken olduğu gibi, diyaneten de vefat eden babadan dolayı anneye ve bazı kardeşlere bağlanmış olan maaşa hak sahibi olmazlar.
Soru: Boy abdesti alırken biri bir şey sorsa cevap vermemiz gerekir mi?
Cevap: Hayır, gerekmez. Abdest veya boy abdesti (gusül) alırken konuşmak uygun değildir. Aslolan bir ibadet içindeyken inançla,tefekkürle meşgul olmaktır. Abdest esnasında kısa bir zaman da olsa dünyevi şeylerden uzak olmak iyi olur. Ancak zaruri bir durum söz konusu ise konuşmanın da mahzuru yoktur.
Soru:Dilencilik yapmak caiz midir?
Cevap:Dilenerek geçimini sağlamak dinimizde normal kazanç yollarından sayılmamıştır. Aç kalmayacak şekilde nafaka temin etmek her müslümana farzdır. Az da olsa, helalinden kazanç elde etmeğe gücü yeten veya bir günlük nafakası olan birinin dilencilik yapması ise haramdır. Dilenmek, kulun en son baş vuracağı bir ruhsattır. Zaten Müslümanın karakteri buna müsaade etmez.Ancak nafaka kazanmaktan tamamen aciz olan birinin dilencilik yapması veya kendisine zekat, fitre, fidye, sadaka vb. yardım yapanın verdiğini alması caizdir. Bu şekilde aciz olup da başkalarından yardım istemeyip ölen, büyük günah işlemiş olur. Sanki kendisini tehlikeye atmış, intihar etmiş gibi olur ki; bu, dinimizde caiz değildir. Bu gibiler için dilenmek zillet sayılmamıştır. Hayat bize emanettir. Böyle zor durumda olanlara, ölmeyecek kadar kullanmak üzere haramlar helal kılınmıştır. Bu durumdaki muhtaçları bir kısım müslümanlar yedirmezlerse bütün müslümanlar mesul olur.