Hatay’ın verimli topraklarında yetişen defne ağacı, eşsiz aroması ve faydalarıyla sağlık ve güzellik sektöründe büyük bir öneme sahip. Bu kıymetli yağı elde etmek için Samandağ’ın Samankaya Mahallesi’nde Nahya Güzelyurt ve Atra Güzelyurt gibi üreticiler, geleneksel yöntemlerle büyük emek harcayarak defne tohumlarını yağa dönüştürüyor.
Defne yağı üretim süreci, oldukça zahmetli ve özen isteyen bir süreç. Nahya Güzelyurt, defne tohumlarının nasıl işlendiğini şu sözlerle anlattı: “Defne ağaçlarından topladığımız tohumları önce ayıklıyoruz. Ayıklanan tohumlar kazanda yaklaşık iki gün boyunca kaynatılıyor. Bu işlem esnasında sürekli odun atmak gerekiyor. Kaynama süreci sonunda kazandan çıkan tohumları leğenlerde eziyoruz ve süzgeçten geçiriyoruz. Elde edilen karışım defalarca yıkanıp, kazanda tekrar kaynatılıyor ve yağ böylece ayrışıyor.”
Defne yağı, Hatay yöresine özgü, sağlıklı ve doğal bir ürün olarak tanınıyor. Güzelyurt, yağın faydalarını şöyle özetledi: “Defne yağı ilaç sanayisinde kullanılıyor, eklem ağrılarını hafifletiyor. Saç dökülmesini önleyip saçları besleyen defne yağı, aynı zamanda defne sabunu yapımında da kullanılıyor. Türkiye genelinde bilinen bu yağın sağlık ve güzellik alanındaki etkileri çok olumlu.”
Defne yağı üretiminde kullanılan defne tohumları, süzüldükten sonra kurutulup kışın yakacak olarak da değerlendiriliyor. Güzelyurt, bu yağın her aşamasında doğallığını koruduğunu belirterek, “Defne ağacının yaprağından tohumuna kadar her parçasını değerlendiriyoruz. Meyvesi zeytine benzer ama daha küçük. Örneğin 10 kilo tohumdan bir kilo yağ çıkarabiliyoruz,” dedi.
Harbiye, Samandağ ve Defne bölgesindeki köylerde yapılan bu üretim, hem bölge halkının geçimine katkı sağlıyor hem de kültürel mirasın yaşatılmasına destek oluyor. Güzelyurt, ürettikleri defne yağını kendi ihtiyaçları kadar ayırıp, kalan kısmını satışa sunduklarını ve fiyatların geçen yılki seviyelerde olduğunu belirtti.
Yüksek zahmetle üretilen defne yağı, hem sağlık hem de doğal ürün arayanlar için vazgeçilmez bir ürün olmaya devam ediyor.
