Adnan Arslan Hoca İle Soru Cevap

Adnan Arslan
Share on facebook
Facebook
Share on twitter
Twitter
Share on whatsapp
WhatsApp

Soru : Nisab üzeri malımızın üzerinden bir yıl geçtikten ve zekat farz olduktan sonra iflas etse ( zayi olsa ) zekat gerekir mi?

Cevap : Bir malda zekat borcu oluştuktan sonra, bu malın aslı, daha zekatı ödenmeden önce çalınsa, kaybolsa, gasbedilse veya şahsın  iflas etmesi gibi bir yolla zayi olsa; şahıs ister ödeme imkanına sahip olsun, isterse de olmasın, zekat borcu onun zimmetinden düşer. Yani zekat vermesi gerekmez. Fakat bu malı bağış, hibe yaparsa zekat borcu düşmez.Yani zekâtını vermesi gerekir. Yine malının zekatını vermek farz olduktan sonra bir ev alsa zekatını vermesi farzdır. Zaten zekat tahakkuk etmeden ev alsa  veya tasarrufta bulunsa zekat gerekmez.Fakat zekat farz olduktan sonra dağıtılması gereken kısmı ( malın aslı değil ) helak olsa, o zaman zekatı vermek gerekir.

 

Soru:Sünnet namaz kılıyordum, cemaat farza başladı. Benim sünneti bozmam gerekir mi?

Cevap:Başlamış olduğunuz nafile namazın (Farzın önünde veya arkasında kıldığımız sünnetlere de nafile denir.) başında iseniz iki rekatını tamamlar, selam verir, cemaate yetişir ve farzı cemaatle kılarsınız. Eğer bu bozduğunuz öğlen namazının ilk sünneti ise farzı kıldıktan sonra bu dört rekat sünneti kaza edersiniz. İkindi ve yatsının sünnetleri gayr-i müekked sünnet olduğu için iki rekat + iki rekat namazlardır. Ve ikindinin farzından sonra nafile namaz için kerahet vakti olduğundan iki rekat daha kılınmaz. Kılınan namaz yatsının sünneti ise kılamadığı ilk iki rekatını dilerse farzdan sonra kılabilir.Eğer kıldığı dört rekatlı sünnetin üçüncü rekatına kalkmış ise kişi artık namazını bozmaz, dört rekata tamamlar.

Sabah namazının sünnetinde ise  tahiyyatta bile olsa farza yetişeceğine kanaat getiren kişi, gerekirse subhanekeyi ve bazı sünnetleri terk eder ama iki rekat sünneti tamamlar. Çünkü sabah namazının sünnetine vacib diyen alimler de vardır.Sünneti kılarsa farza yetişemeyeceğine kanaat getiren ise artık sünneti terk eder ve imama uyarak farza başlar. Ve farzdan sonra da sünneti kaza etmez.

 

Soru: Sabah Namazı vaktinde kaza namazı kılabilir miyim?

Cevap: Evet,kılabilirsiniz. İkindi namazından sonra,Akşam namazından önce de kaza namazı kılınabilir. Bu üç zamanda nafile namazı kılınmaz. Güneş doğarken, öğlen namazı vakti yaklaşırken ve akşam batarken, bu üç kerahat vaktinde kaza da nafile de kılınmaz.

 

Soru:Namazımın rekatlarında şüphe ediyorum.  Ne yapmam gerekir?

Cevap:Evvela şu bilinmeli ki yerine getirdiğimiz ibadetler şüphelerden beri olmalıdır. Bir kimse, kıldığı namazın rekatlarının 1. rekat mı, 2. rekat mı olduğunda şüphe etse ve bu şüphe ömründe ilk defa meydana gelse o namazı yeniden kılması gerekir.Bu kimse, rekat konusunda daha önce de şüpheye düştüyse kalben araştırma yapar ve karar verir. Namazı yeniden kılması gerekmez. Şüpheyle kıldığı namazların sonunda sehiv secdesi yapar. Namazı tamam olur.

Örnek; Zaman zaman rekat konusunda şüphe eden bir kimse, sabah namazını bir mi, iki mi kıldım diye şüphe etse ve kalben bir rekat kıldığına karar verse, ona bir rekat daha ekler ve sonunda sehiv secdesi yapar. Eğer kalben karar veremezse azını kabul eder ve bir rekat daha ekler. Yalnız 1. rekatta da tahiyyata oturur. Çünkü, iki rekat kılma ihtimali de vardır ve sehiv secdesiyle sabah namazını tamamlar.

 

Soru:Zekatımı verdiğim kimseyi fakir zannediyordum ama sonradan durumunun iyi olduğunu anladım. Ben zekatımı vermiş oldum mu? Yoksa yeniden mi vermeliyim?

Cevap:Zekat veren mutlaka taharride bulunmalıdır. Yani zekat vereceği kimseleri iyice araştırmalıdır.Araştırma yaptıktan sonra zekat verilecek kimselerden olmadığı ortaya çıksa dahi verdiği zekat geçerlidir. Tekrar vermesi gerekmez.Çünkü araştırma yapmıştır.Araştırma yapmadan zekatını birine verse ve sonra da fakir olduğu anlaşılsa, zekatı tamamdır. Yani zekatı yerini bulmuştur. Tekrarı gerekmez.

Fakat araştırma yapmadan, zekatını,  muhtaç/ fakir olduğunu zannederek birine verse ama verdiği kimse zengin çıksa zekatını vermemiş sayılır. Yeniden zekatını vermesi gerekir. Çünkü araştırma yapmamıştı. Burada dikkat edilmesi gereken konu araştırma yapma konusudur.

 

Soru: Nazar değmesin diye yeni aldığım arabama nazar boncuğu takabilir miyim?

Cevap: Hayır. Takmayınız.Dinimizde nazar (göz değmesi) hakdır ve ondan Allah’a (cc) sığınmak lazımdır. Dinimiz bazı gözlerin insan ve eşya üzerindeki zarar verici etkilerini kabul etmektedir ve cevabını da vermektedir. Peygamberimiz (sav) göz değmesine karşı; Ayet el-kürsiyi,İhlas Suresini,Felak Suresini,Nas Suresini okumuş ve bizlerin de okumamızı istemiştir.Nazar boncuğu ve benzeri şeylerden fayda ummak ve bunların göz değmesine engel olacağına inanmak, boyuna veya başka yerlere (çocuk,araba,ev vb.) asmak caiz değildir. Güç, kuvvet ve kudret Allah’a (cc) aittir ve göz değmesine engel olacakta Rabbımızdır. O’na sığınmalıyız.

 

Soru:Arkadaş gurubuma yemek yerlerken tevafuken denk geldim. Beni çağırmamışlardı. Yemin ederek “Vallahi çağırsanız  da sizin yemeğinizi gelip yemeyeceğim.“ dedim. Ne yapmam gerekir?

Cevap:Ya yemininizi tutacak, davet etseler de gitmeyeceksiniz. Veya yemininizi bozacak ve eğer ortam meşru bir ortam ise dostlukları kesmemek adına ikram edilen  yemeği yiyerek yemin keffareti ödeyeceksiniz.Yemin Keffareti; ya on fakiri  bir gün sabah-akşam yedirmek veya bir fakiri on gün sabah-akşam yedirmek veya on fakiri  giydirmekten ibarettir. On fakire ayrı ayrı fitre miktarı (sadaka-i fıtr) para da verilse olur. Eğer maddi durumunuz müsait değilse üç gün peş peşe oruç tutarsınız.

İlgili Haberler

Share on facebook
Share on twitter
Share on whatsapp
Share on pinterest
Share on tumblr
Share on email
Puan Durumu