Soru:Bahçeden aldığımız portakal, mandalina vb. mahsülün zekatını vermemiz gerekir mi?
Cevap:Evet, alınan mahsülün öşrünü (zekatını) vermek farzdır. Eğer sulama masrafımız yoksa mahsül alınınca onda biri (1/10) veya kıymeti ihtiyaç sahiplerine verilir. Eğer masraf mal sahibi tarafından karşılanıyorsa o zaman yirmide bir (1/20) fakirlere öşür olarak verilir. Üzerinden bir yıl geçmesi gerekmez. Her mahsül alındığında öşrünü (zekatını) vermek farzdır.Ayrıca öşürle (bağ, bahçe, tarla vb.) zekatın (para, ticaret malı, altın vb. ) farkı; zekatta borçlar düşülür ama öşürde düşülmez.
Soru : Bir kimse dinimize göre, damatlarına kalmasın diye malının tamamının hanımına, oğullarına bölüştürülmesini ve bir de yerine birini hacca göndermelerini vasiyyet etse ve ölse, bu nasıl uygulanır?
Cevap : Dinimizde hanım, oğul, kız vb. varisler mirasta hak sahipleridirler. Varis için vasiyyet geçerli değildir. Batıldır. Varisler hisselerine düşen miktarı alırlar. Birinin diğerinin hakkını rızasız zimmetine geçirmesi helal değildir. Hele enişte veya damatlar, hanımlarının kardeşleriyle miras taksimine hiç müdahil olmazlar. Miras damat veya eniştelerin değil, kadının hakkıdır.Ailenin geçim nafakası erkeğe aittir. Aile huzuru önemlidir. İslamda ferdi mülkiyet esastır. Baba ise ölümünden sonraya yönelik kızını veya herhangibir varisini mirastan mahrum bırakamaz. Erkeklerin ise miras taksiminde ; “biz babamızla çalıştık, kazandık, biriktirdik…” diyerek kız kardeşlerinin miras haklarını vermemeleri haramdır. Bu hakkı Allah (cc ) vermektedir.Karşılıklı rıza ile birbirlerine hibe edebilirler.Ayrıca,bıraktığı mirasın üçte biriyle yerine bedel olarak birisi hacca gönderilir. Bu vasiyeti yerine getirilir.Para yetmez ise varisler yardımda bulunabilirler.
Soru:Sosyal medyada ve bazı mecralarda herhangi bir dinî kaynağı olmayan ve “Bu mesajı şu kadar kişiyle (7, 15 vs.) paylaşmazsan 5 günde başına şu şu musibetler gelecek” türden mesajlar paylaşılmaktadır. Bu mesajlara inanmalı mıyız?
Cevap:Hayır, bir müslüman olarak bu mesajlara inanmamalıyız. Bu tür mesajlar, dinî esaslarımıza tamamen ters, aslı-astarı olmayan ve misyonerler tarafından insanları meşgul etmek için uydurulan batıl şeylerdir. Panik yoluyla müslümanlara yanlış dini bilgiler aşılayarak itikatlarını bozmak ve onları kendilerine faydası olmayan boş uğraşlarla meşgul etmek istemektedirler. Bu ve bunun gibi mesajları sırf sosyal medyada paylaşım sayısını artırma adına oluşturup, insanları vicdani açıdan baskı altına almak günahtır. Allah’ın (cc) takdirinden başkası olmaz. Allah’ın takdirinin ne olduğunu bilmediğimiz için de bize düşen tedbir almak ve müminler olarak sadece Allah’a tevekkül etmektir.
Soru: Sabah Namazı vaktinde kaza namazı kılabilir miyim?
Cevap: Evet,kılabilirsiniz. İkindi namazından sonra,Akşam namazından önce de kaza namazı kılınabilir. Bu üç zamanda nafile namazı kılınmaz. Güneş doğarken, öğlen namazı vakti yaklaşırken ve akşam batarken, bu üç kerahat vaktinde kaza da nafile de kılınmaz.
Soru:İmam namaz sonunda selam verince ben henüz salli- barik’i ve duayı tam bitirmemiş oluyorum. O zaman ne yapmalıyım?
Cevap:Salli – barik ve duayı namaz sonunda okumak sünnettir. İmamımız selam vermişse, bizde tahıyyatı okumuşsak selamı geciktirmeyip hemen selam vermeliyiz. Bundan dolayı sehiv secdesi de gerekmez. Zira cemaatin namazda yanlışlık yapması imamı etkilemez ama imamın yanılması, sehiv secdesini gerektiriyorsa bu cemaati de etkiler.Cemaatin “ Et-tahiyyatü “ yü bitirmemişse bile imama uyarak, imamla beraber selam vermesi caizdir.
Soru : Nisab üzeri malımızın üzerinden bir yıl geçtikten ve zekat farz olduktan sonra iflas etse ( zayi olsa ) zekat gerekir mi?
Cevap : Bir malda zekat borcu oluştuktan sonra, bu malın aslı, daha zekatı ödenmeden önce çalınsa, kaybolsa, gasbedilse veya şahsın iflas etmesi gibi bir yolla zayi olsa; şahıs ister ödeme imkanına sahip olsun, isterse de olmasın, zekat borcu onun zimmetinden düşer. Yani zekat vermesi gerekmez. Fakat bu malı bağış, hibe yaparsa zekat borcu düşmez.Yani zekâtını vermesi gerekir. Yine malının zekatını vermek farz olduktan sonra bir ev alsa zekatını vermesi farzdır. Zaten zekat tahakkuk etmeden ev alsa veya tasarrufta bulunsa zekat gerekmez.Fakat zekat farz olduktan sonra dağıtılması gereken kısmı ( malın aslı değil ) helak olsa, o zaman zekatı vermek gerekir.
Soru:Gerekmesi halinde namaz sonunda sehiv secdesini nasıl yapmalıyız?
Cevap:Sehven yani unutarak, yanılarak veya hataen namazın farzlarından birinde geciktirme olursa veya namazın vaciplerinden birini terk etme veya geciktirme olursa bu noksanlık namaz sonunda iki secde ile o namazı tamam kılar. Buna sehiv secdesi denir. Sehiv secdesi şöyle yapılır;eğer yalnız namaz kılan ise şehadetten sonra salli / barik’ten önce sağa / sola selam verir, iki secde yapar ve yeniden tahiyyat, salli, barik, rabbena dualarını okur ve tekrar selamla namazını tamamlamış olur.Eğer imam ise yalnız sağa selam verir ve münferidin (yalnız kılanın ) yaptıklarını yapar. Böylece imamın da cemaatin de namazı tamamlanmış olur.Namazın vaciplerini kasden terk etmek tahrimen mekruhtur. kasden terk edenin namazı yeniden kılması vacibdir.
Soru : Hocamıza namazda uyduğum zaman Sühanekeden sonra “Euzu billahi mineşşeydanirracim BismillahirRahmanirRahim”i benim de okumam gerekir mi ?
Cevap : Hayır, gerekmez. Cemaat olarak siz sadece “Sübhaneke” yi ilk rekatta, namaza başlama Tekbirinden sonra okursunuz ve süküt edersiniz. Çünkü ilk rekatta Euzü’yü ve her rekatta besmeleyi Fatihadan önce okumak sünnettir. Bu kıraattan (yani Fatiha-i Şerif’ten) önce okunur. Yani bunları okumak Fatiha’ya bağlıdır. İmama uyduğunuz için siz okumazsınız.Ancak, imam veya yalnız namaz kılan, her “Subhaneke” okunduğu yerde peşine Euzü’yü ve Besmele’yi okumalıdır. Ayrıca imam veya yalnız namaz kılan, her Fatiha’dan önce Besmele’yi okur.