Adnan Arslan Hoca İle Soru Cevap

Adnan Arslan
Share on facebook
Facebook
Share on twitter
Twitter
Share on whatsapp
WhatsApp

Soru:Oruç tutmamızın uygun olmayan günler hangileridir?

Cevap:Yılda beş gün var ki bu günlerde oruç tutmak tahrimen mekruhtur. Ramazan bayramının 1. günü ve Kurban bayramının 4 gününde oruç tutmak yasaktır.Keffaret orucu bu günlere denk gelirse keffaret bozulur ve yeniden başlamak gerekir.Sadece Cuma günlerinde nafile oruç tutmak tenzihen mekruhtur. Bir gün öncesiyle veya sonrasıyla beraber tutmak daha iyi olur.Aynı Cuma günü gibi yalnız Cumartesi veya yalnız Muharrem’in onuncu gününde de nafile oruç tutmak tenzihen mekruhtur. Ama bir gün öncesinden veya sonrasından tutmanın mahzuru yoktur.

 

Soru: Camii, minare, Kur’an kursu, yol, okul, yurt vb.  yapılması için zekat verilebilir mi ?

Cevap: Hayır, verilmez. Bu ve benzeri yerlere zekat niyetiyle verilen mal zekat yerine geçmez. Zekat müslüman, fakir insanın hakkıdır. Zekatta temlik yani fakirin, verilen zekat malına tam sahip olması şarttır. Verilen zekat, fakirin mülküne geçmediği sürece zekat verilmiş sayılmaz. Onun için iyi araştırıp, takipçisi olmak lazımdır.Zekat ya bizzat şahsa teslim edilmeli veya vekil aracılığıyla (vekile güvenmek şartıyla) yerine ulaştırılmalıdır.

Yurt binasına zekat verilmez ama orada barınan öğrencilere verilebilir. Bazı vakıf ve derneklerin zekat hesabı açarak fakirlere dağıtmak üzere zekat toplamaları caizdir. Fakirlere ulaştırmaları için güvenilir olan dernek ve vakıflara zekatımızı verebiliriz.

 

Soru:  Bir camiide vakit namazı kılındıktan sonra aynı vakit namazını kılmak üzere sonradan gelenler aynı camiide cemaat olarak kılmak isterlerse kamet getirmeleri gerekir mi?

Cevap: Hayır, beş vakit namazın kılındığı yerlerde bir sefer kametle namaz kılınmışsa, aynı vaktin farzını sonradan gelenler cemaatle kılacaksa kamet getirmeleri gerekmez. Fakat evde, işyerinde, küçük mescitlerde, tesislerde, camiilerin içinde değil de giriş kısmında vb. yerlerde  cemaatle kılınan her namaz için kamet getirmek sünnettir.

 

Soru:Amcamızın oğlu çok zengindir. Akrabalarından ihtiyaç sahibi fakirler var. Ama hep zekatını yabancılara, hatta başka şehirlere gönderiyor. Bu caiz midir?

Cevap:Caizdir, zekatı tamamdır fakat mekruhtur. Dinimiz yakın akrabaları görüp-gözetmeyi emreder.

Zenginlerin zekatlarını verirken, öncelikle yakın akrabalarından başlamaları, tedricen diğer ihtiyaç sahiplerini gözetmeleri sünnete daha uygun olanıdır.

 

Soru:Namazda gülmek namazı ve abdesti bozar mı?

Cevap:İbadetlerde ve özellikle namazda aslolan ciddi, samimi ve ihlaslı olmak, Rabbimizin huzurunda huşuyla namazı kılmaktır. Ve kulun, Allah’a (cc) en yakın olduğu secdede, yani alnını ayakları hizasına koyduğu anda huzuru tatmasıdır.

Ama namaz içinde istemeyerek te olsa gülme olursa ;

– Tebessümle gülen yani güldüğünü kendisi bile işitmeyenin namazı da, abdesti de bozulmaz.

– Eğer yanındakiler değil de kendisi duyacak kadar güldüyse, namazı bozulur ama abdesti bozulmaz. Namazını yeniden kılması gerekir.

– Eğer namaz içinde gülmesi yüksek sesle olur ve yanındakiler de işitirse hem namazı ve hem de abdesti bozulur. Yeniden abdestini alır ve namazını iade eder.

 

Soru: Adem A.S Kaç yıl yaşadı, ve Yerine kimi Halife Tayin etti ?

Cevap: Adem aleyhisselam kırkbin evladını gördü.

Vefatına yakın oğlu Şit aleyhisselamı çağırdı huzuruna:

– Ya Şit!

– Buyur baba.

– Sana beş vasiyetim var.

– Emret babacığım!

– Bir, dünyaya gönül bağlama!

İki, bir iş yaparken, sonunun nereye varacağını düşün!

Üç, kadın sözüyle hareket etme! Çünkü onlar hissi davranırlar.

Dört, bir işe başladığında, kalbine sıkıntı gelirse o işi yapma! Beşincisi ve en mühimi, alnında parlayan “Nur”, ahir zaman Peygamberi Muhammed Mustafa’nın “sallallahü aleyhi ve sellem” nurudur.

Bu Nuru iyi muhafaza et!

Oğlu Şit aleyhisselam;

– Baş üstüne babacığım! dedi.Ve sordu peşinden:

– Babacığım! Muhammed aleyhisselamdan çok bahsediyorsun. Allah katında sen mi kıymetlisin, O mu?

– O kıymetli evladım.

– Neden babacığım?

– Çünkü Cenâb-ı Hak, bana vermediği altı fazileti

Onun ümmetine verdi oğlum.

Şit aleyhisselam merak etti:

– Onlar nedir babacığım?

Birincisi, Hak teâlâ bir hatamdan dolayı beni Cennetten çıkardı. Onun ümmeti çok günah yapsalar da yine Cennetine alır.

İkincisi, benim hatamı, bütün yer ve gök ehli duydu.

O ümmetin binlerce günahını örter, göstermez.

Üçüncüsü, beni, bir hatam sebebiyle Havva’dan ayırdı.

Onun ümmetini, binlerce günahları olsa da, eşlerinden ayırmaz.

Dördüncüsü, ben üçyüz yıl ağladıktan sonra tövbem kabul olundu. Onlar ise sadece pişman olsalar, affolurlar.

Beşincisi, ben bir hata işlemekle, üzerimden Cennet elbisesi alındı. Onlar, nice günahlar işlese de elbiseleri alınmaz.

Altıncısı, bana, tövbem kabul olunması için Arafat’a gitmem emrolundu.

Onlar ise gönülden pişman olup,

“Affet ya Rabbi!” deseler, Hak teâlâ; “Affettim!” buyurur.

Son olarak; – Ey evladım! Ecelim yaklaştı.

Benden sonra halifem ol!

buyurdu.Ve ruhunu teslim etti.Vefat ettiğinde “bin” yaşındaydı.

İlgili Haberler

Share on facebook
Share on twitter
Share on whatsapp
Share on pinterest
Share on tumblr
Share on email
Puan Durumu