Soru : Ramazan orucunu veya diğer günlerin orucunu tutan bir hanım iftar öncesinde ay hali olursa, orucu bozmalı mıdır yoksa devam mı etmelidir ?
Cevap : Bozmalıdır. Ay hali (hayız) olanın iftar vaktine kadar oruçlu gibi hareket ederek yiyip-içmemesi doğru değildir.Bu bütün oruç çeşitleri için geçerlidir.Namaz ibadetinde de durum aynıdır. Namazda birisinin abdesti bozulsa namaza devam edemez. Gider abdest alır ve namazı kılar.Oruç tutarken ayhali olan hanımda birşeyler yer ve temizlenince ilerde orucunu kaza eder.Tam tersi olsa ay hali günün ortasında kesilse bir şey yememeye çalışmalıdır. Yesede bir şey gerekmez. O günün de orucunu kaza eder.
Soru : Ramazan orucunun hepsine veya teravih namazının hepsine bir niyet yapsak yeterli midir?
Cevap : Ramazan orucuna niyeti kalben yapmak kafidir. Sahura kalkmak da bir niyettir. Dil ile söylemek daha faziletlidir.Ramazan orucunun her gününe ayrı ayrı niyet etmek farzdır. Yarın ki orucun niyeti, güneşin batmasıyla başlar kaba kuşluğa yani yaklaşık öğlen namazına bir saat kalıncaya kadar devam eder. Tabi ki imsaktan bu vakte kadar yeme-içme vs. olmamalıdır.Akşam namazı vaktinden önce ve kaba kuşluktan sonra Ramazan orucuna niyet geçerli olmaz. Niyetin en güzeli; “niyet ettim yarınki Ramazan-ı Şerif orucunu tutmaya“ demektir.Teravih namazına tek niyet yeterlidir. Selamlardan sonra yeme, içme veya konuşma gibi hareketler olmadıkça 20 rekata bir niyet kafidir.Bütün namazlara niyette rekat sayısını söylemek gerekmez.
Soru:Sünnet namaz kılıyordum, cemaat farza başladı. Benim sünneti bozmam gerekir mi?
Cevap:Başlamış olduğunuz nafile namazın (Farzın önünde veya arkasında kıldığımız sünnetlere de nafile denir.) başında iseniz iki rekatını tamamlar, selam verir, cemaate yetişir ve farzı cemaatle kılarsınız. Eğer bu bozduğunuz öğlen namazının ilk sünneti ise farzı kıldıktan sonra bu dört rekat sünneti kaza edersiniz. İkindi ve yatsının sünnetleri gayr-i müekked sünnet olduğu için iki rekat + iki rekat namazlardır. Ve ikindinin farzından sonra nafile namaz için kerahet vakti olduğundan iki rekat daha kılınmaz. Kılınan namaz yatsının sünneti ise kılamadığı ilk iki rekatını dilerse farzdan sonra kılabilir.
Eğer kıldığı dört rekatlı sünnetin üçüncü rekatına kalkmış ise kişi artık namazını bozmaz, dört rekata tamamlar.
Sabah namazının sünnetinde ise tahiyyatta bile olsa farza yetişeceğine kanaat getiren kişi, gerekirse subhanekeyi ve bazı sünnetleri terk eder ama iki rekat sünneti tamamlar. Çünkü sabah namazının sünnetine vacib diyen alimler de vardır.
Sünneti kılarsa farza yetişemeyeceğine kanaat getiren ise artık sünneti terk eder ve imama uyarak farza başlar. Ve farzdan sonra da sünneti kaza etmez.
Soru:Televizyondan Mekke veya Medine imamına Türkiye’den uyarak namaz kılabilir miyim?
Cevap:Hayır, televizyon, radyo vb. iletişim araçlarında gördüğümüz imama uyarak namaz kılınmaz. İmamla cemaatin aynı yerde olmaları gerekir. Eğer imamla cemaat arasından bir yol veya nehir geçiyorsa bu mesafe imama uymaya engeldir. Cami içinde bile bir veya birkaç saf boşluğundan sonra geride kalarak imama uymak mekruhtur. Bundan dolayı taburede oturarak namaz kılmaktan başka imkanı olmayanlar da, taburelerini alıp safa katılarak imama tabi olmalıdırlar. Safa katılmayıp geride namaz kılmaları mekruhtur.Televizyon gibi iletişim araçlarında kılınan namaza (Namaz mahallemizde kılınıyor olsa dahi) uyarak namaz kılmak caiz değildir.
Soru:Kuran-i Kerim’in yaprakları çok eskimiş ve okunmuyor. Ne yapmamız gerekiyor?
Cevap:Öncelikle, yıpranmış, eskimiş veya yaprakları yırtılmış, tamiri zor olan Kuran-i Kerim’leri yakmak caiz değildir.En doğrusu temiz bir beze sararak, ayak altında çiğnenmeyecek bir yere güzelce gömmektir. Bu yer, kabristan içinde, çiğnenmeyen bir yer olabilir. Böyle yapmak Allah (cc)’ ın kelamına saygının bir gereğidir.
Ayet yazılı kağıtları, herhangi bir şeyi sarmak, paketlemek için kese kağıdı olarak kullanmak da caiz değildir.
Soru: Nazar değmesin diye yeni aldığım arabama nazar boncuğu takabilir miyim?
Cevap: Hayır. Takmayınız. Dinimizde nazar (göz değmesi) hakdır ve ondan Allah’a (cc) sığınmak lazımdır. Dinimiz bazı gözlerin insan ve eşya üzerindeki zarar verici etkilerini kabul etmektedir ve cevabını da vermektedir. Peygamberimiz (sav) göz değmesine karşı;Ayet el-kürsiyi, İhlas Suresini,Felak Suresini, Nas Suresini okumuş ve bizlerin de okumamızı istemiştir.Nazar boncuğu ve benzeri şeylerden fayda ummak ve bunların göz değmesine engel olacağına inanmak, boyuna veya başka yerlere (çocuk,araba,ev vb.) asmak caiz değildir. Güç, kuvvet ve kudret Allah’a (cc) aittir ve göz değmesine engel olacakta Rabbımızdır. O’na sığınmalıyız.
Soru : Bir kimse dinimize göre, damatlarına kalmasın diye malının tamamının hanımına, oğullarına bölüştürülmesini ve bir de yerine birini hacca göndermelerini vasiyyet etse ve ölse, bu nasıl uygulanır?
Cevap : Dinimizde hanım, oğul, kız vb. varisler mirasta hak sahipleridirler. Varis için vasiyyet geçerli değildir. Batıldır. Varisler hisselerine düşen miktarı alırlar. Birinin diğerinin hakkını rızasız zimmetine geçirmesi helal değildir. Hele enişte veya damatlar, hanımlarının kardeşleriyle miras taksimine hiç müdahil olmazlar. Miras damat veya eniştelerin değil, kadının hakkıdır.Ailenin geçim nafakası erkeğe aittir. Aile huzuru önemlidir. İslamda ferdi mülkiyet esastır. Baba ise ölümünden sonraya yönelik kızını veya herhangibir varisini mirastan mahrum bırakamaz. Erkeklerin ise miras taksiminde ; “biz babamızla çalıştık, kazandık, biriktirdik…” diyerek kız kardeşlerinin miras haklarını vermemeleri haramdır. Bu hakkı Allah (cc ) vermektedir.Karşılıklı rıza ile birbirlerine hibe edebilirler.