Soru: Kocası vefat eden bir hanımefendinin başkasıyla evlenebilmesi için ne kadar zaman geçmelidir?
Cevap: Ölüm İddeti; fıkıhta, kocası ölen bir hanımefendinin yeni bir evlilik yapabilmesi için beklemesi gerekli olan süredir.
Kocası ölen hanımın iddeti (bekleme süresi) hamile ise doğum olana kadar, hamile değil ise dört ay on gündür. Bu süre kameri ay hesabına göredir. Bu zaman bitmeden veya doğum olmadan hanımefendinin yeni evliliği haramdır. Dinimize göre kıyılan nikah batıldır.
Yine dinimize göre hanım, bu müddette nafaka alamaz fakat kocasına varis olur, almamışsa mehir hakkını alır.
Soru:Ben şoförüm. Devamlı yollardayım. Namaz ve oruç ibadetimi nasıl yerine getirmem gerekiyor?
Cevap:Dinimiz yaşanması kolay bir dindir. Bu gibi durumlarda kolaylıklar daha fazladır.
Devamlı sefer halinde olan şoförler dört rekatlı namazları iki rekat, üç rekatlıları üç rekat, iki rekatlıları iki rekat olarak kılmaları lazımdır, vacibdir. (Azimettir.) Dört rekatlı namazı yolculukta yine dört rekat olarak kılmak mekruhtur. Sünnetleri, eğer zamanları müsaitse tam olarak kılarlar. “Ben yolcuyum, eve veya gideceğim yere varınca iki, üç günün namazlarını toplu olarak kaza ederim.“ diyerek, kazaya bırakmaları doğru değildir. Namazlar, imkan varken kazaya bırakılmaz.
Yolculukta imkan varsa orucları tutmak daha hayırlıdır ve mubahtır. Ama tutmamaya da ruhsat vardır. Tutulamayan oruçlar ilerde kaza edilir.
Soru:Abdest alıyorken başörtümün üzerinden mesh etsem abdestim caiz olur mu?
Cevap: Hayır, caiz olmaz. Başa mesh etmek abdestin dört farzından biridir. Başa mesh olmayınca da abdest geçerli olmaz. Mesh, bizzat başın dörtte birine arada engel olmaksızın ıslak eli dokundurmaktır. Başa örtülen eşarp, şal, bone veya başa takılan sarık, takke vb. şeyler elin başa dokunmasına engeldirler.
Abdest almada elin başa teması şarttır.
Abdest alan kadın veya erkek başındakini çıkaramıyorsa o zaman örttüğü veya taktığı şeyin altından, elini ıslak olarak başına dokundurur. Mesh tamam olur. Meshi başın her tarafından yapmak caiz olduğu gibi ön tarafına doğru yapmak faziletlidir.
Soru: Biz hanımlar anne, baba veya akrabalarımızın kabirlerini ziyaret etmek için mezarlığa gidebilir miyiz?
Cevap:Evet, kadına da, erkeğe de kabir ziyareti caizdir. İslamın ilk dönemlerinde, kabir ziyaretinde, cahiliyye dönemine ait yanlış anlayışların/uygulamaların devam ettiği görülünce Hz. Peygamber ( sav ) bu ziyaretleri erkeğe de kadına da yasaklamıştır. Ama daha sonra ayırım yapmadan, kabirleri ziyaret etmemizi; ölümü, ahireti hatırlamamızı ve özellikle ibret almamızı istemiştir.
Kabirleri ziyaret etmemizin mahzuru yoktur ancak İslami hassasiyetlerimize dikkat edelim. Ziyaretlerimizin ziyaret edene de fayda vermesi gerekir.
Soru : Namazın 1. rekatına yetişemezsek cemaat sevabını kaybetmiş olur muyuz?
Cevap: Hayır, cemaat sevabını almış olursunuz. Ancak cemaatle namaz kılmanın hükmü olan vacip kuvvetindeki sünnet i müekkedeyi terk etmiş olursunuz.
Cemaate teşehhütte bile yetişilse cemaat sevabı alınır. Yani cemaat sevabını almakla cemaate yetişmek ayrı konulardır. Bir kimse namazların 1. rekatının rükunda imama yetişirse cemaate yetişmiş ve sünnet i müekkede hükmünü yerine getirmiş olur. Ama 1. rekatın rükusundan sonra yetişmişse cemaate yetişmemiş ve sünnet yerine gelmemiş olur. Cemaate birinci rekattan itibaren yetişmemek de uygun değildir. Fakat hangi rekatta namaza yetişirse yetişsin 27 derece cemaat sevabını alır.
Soru:Camide birisi yalnız namaza başlasa, önünde cemaatin oluştuğunu farkederse, cemaate mi katılmalı yoksa kıldığı namazını bitirmeli mi?
Cevap:Kişi eğer birinci rekatın secdesine varmamış ise hangi farz olursa olsun, o namazı bırakır ve imama uyar.
Eğer birinci rekatın secdesine varmışsa bakılır; sabah ve akşam namazları ise yine namazı bırakır ve cemaate uyar. Ama bu namazların ikinci rekatının secdesine varmışsa tek başına namazını bitirir.
Eğer öğle, ikindi veya yatsı namazı ise ikinci rekatı tamamlar selam verir ve cemaate uyar.
Eğer üçüncü rekata kalkmış ama secdeye varmamışsa, ayakta veya oturarak selam verir cemaate uyar. Tek başına kıldığı iki rekatlar nafile olur.
Eğer üçüncü rekatın secdesine varmış ise artık namazını tamamlar. Farz tamam olur.
Soru : Sosyal medyada okuduğumuz bir haberi hemen, araştırmadan başkalarına iletmemiz ya da sayfamızda paylaşmamız caiz midir?
Cevap : Hayır, caiz değildir. Gerek sosyal medyada gerekse başka mecralarda kişileri veya toplumun tamamını ilgilendiren bir haberi okumamız veya dinlememiz halinde o konu hakkında kesin bilgi sahibi olmadan hemen yaymamız caiz değildir. Zira okuduğumuz veya dinlediğimiz bu haber yalan ve iftira içerikli bir haber olabilir. Bunu yaymak da yazmak gibi dinimizde kesinlikle haramdır. Bu aynı zamanda bir kul hakkıdır ve helalleşmek gerekir. Bu gibi mecralarda paylaşılan haberler çok hızlı yayıldığından dolayı helalleşmek çoğu zaman mümkün olmamaktadır. Biz Müslümanlar organlarımızla işlediklerimizden sorumluyuz. Bu nedenle gözlerimizin baktığı, parmaklarımızın yazdığı, kulaklarımızın duyduğu vb. şeyler helal midir, yoksa haram mıdır? Bunlara dikkat etmeliyiz.