Soru: Cuma namazının farzını kılarken “niyet ettim bu vaktin farzını kılmaya, uydum imama“ desem, yeterli midir?
Cevap: Hayır, böyle niyet edilmesi Cuma namazının farzının niyeti için yeterli değildir.
Çünkü “Cuma namazının farzı için“, “vaktin farzı“ diyerek niyet etmek olmaz. Zira asıl vakit, öğle namazının vaktidir. Doğrusu; “Niyet ettim, Allah rızası için Cuma namazının farzını kılmaya, uydum hazır olan imama” demektir.
İmamı ismen belirlememek lazımdır. Çünkü “uydum Ahmet hocaya“ diye belirlenir de, imam başkası ise namaz olmaz.
Namazların kaç rekat olduğunu niyette söylemek gerekmez.
Niyetle tekbir arasına namaza aykırı (yeme-içme ve konuşma vb.) bir şey girmemelidir. Yani imam “safları düz tutalım“ dediyse niyeti bu açıklamadan sonra yapıp hemen tekbiri getirmelidir.
Niyet namazın şartıdır, farzıdır.
Soru: Dört rekatlı farz namazın birinci oturuşunda “Allahümme Salli “ yi okumamız sehiv secdesini gerektirir mi?
Cevap: Üç ve dört rekatlı farzlar ile üç rekatlı vitir namazı ve dört rekatlı sünnet-i müekkede olan namazların birinci oturuşunda “salli- barik” salavatları okunmaz.
“Ettehiyyatü” dan sonra “Allahümme salli ala Muhammedin” e yanılarak “ve”, “ve ala”, “ve ala ali” veya “ve ala ali Muhammed “ kelimelerinden herhangi birinin ilave edilmesi durumunda namazın sonunda sehiv secdesi (yanılma secdesi) yapmak vacip olur. Bunun sebebi, üçüncü rekatın kıyamı ( sünnet i müekkede kıraatin, çünkü kıyam onda sünnettir ) tehir edilmiş (geciktirilmiş) olmasındandır.
Soru:4 Rekatlı bir namazın dördüncü rekatına yetişen biri namazını nasıl tamamlar?
Cevap:Bir kimse dört rekatlı namazlardan birinin dördüncü rekatında imama ayakta ya da rükuya yetişerek uysa imam ile teşehhüde(Tahiyyata) oturur ve imam soluna “ Esselamu…” diyince hemen kalkar. Sübhaneke, eûzü besmele, Fatiha ve bir miktar Kur’an okur. Rüku ve secdelerden sonra oturur. Yalnız Tahiyyat’ı okur. Ve ayağa kalkar. Besmele ile Fatiha’yı ve bir miktar daha Kur’an ayetlerini okur. Sonra rüku ve secdelere varır, oturmaksızın kalkar. Yalnız besmele ve Fatiha ile bir rekat daha kılarak son oturuşu yapar. Tahiyyat’ı, salavatları ve duaları okuyup selam vererek namazını tamamlar.
Yanılma secdesi gerekmez.
Soru:Kadınların kullandığı küpe, kolye, zincir ve gerdanlık gibi süs eşyaları için zekat vermek gerekir mi?
Cevap:Evet, gerekir. Bunlara altın yüzük de dahildir. ( Sadece yüzük nisaba ulaşmayınca zekatı verilmez. ) Altın ve gümüşten yapılmış süs ve zinet eşyaları nisaba ulaşmışsa zekatlarını vermek farzdır. ( nisab; altında en az 80.18 gr. gümüşte ise en az 561.2 gr. )
Ayrıca, üzerlerinden bir kameri yıl ( 354 gün ) geçmesi gerekir. Kırkta biri yani % 2.5 nisbetinde zekat verilir.
Ama evde süs ve zinet eşyası olarak bulunan ve ticaret için olmayan inci, pırlanta taş, yakut, mercan, zümrüt gibi süs eşyalarından zekat verilmez.
Soru : Ben hastayım. Doktor tavsiyesiyle suyu kullanamıyorum. Üzerinde toz veya toprak bulunmayan tuğla üzerine teyemmüm abdesti alabilir miyim?
Cevap : Evet, teyemmüm abdesti alabilirsiniz. Yeter ki yer cinsinden olsun. Tuğla, kum, kireç,alçı, kiremit, taş ve beton gibi şeylerle teyemmüm alabilirsiniz. Üzerlerinde toz olsun olmasın fark etmez. Bunların üzerine teyemmüm yapılabilir. Yer cinsinden olan taşlı,kireçli veya topraklı duvara da eller sürülerek teyemmüm alınabilir. Dinimiz kolaylık dinidir. Hangisi kolaysa o kullanılır. Ancak yağlı boya ile boyanmış duvardan teyemmüm alınmaz. Çünkü yağlı boya yer cinsinden değildir.
Soru:Babanın kendisine iyi davranmadığından hatta kalbini kırdığından, eziyet ettiğinden dolayı çocuklarından birini mirastan mahrum bırakmak amacıyla evlatlıktan çıkarması caiz midir?
Cevap:Hayır, caiz değildir. Bir kimsenin mirastan mahrum kalma sebepleri farklıdır. Bunun yanında evlatların baba ve anneye iyi davranmamaları, dinin gerekli gördüğü konularda yardımcı olmamaları, onları incitip, kalplerini kırmaları vb. büyük günahtır. Şüphesiz dinimize göre ebeveynin evlatları üzerinde, evlatların da onlar üzerin de hakları vardır. Her Müslüman üzerine düşen görevi yerine getirmek mecburiyetindedir.
Anne/babanın bu sebeplerden dolayı çocuklarını evlatlıktan çıkarmaları ve mirastan mahrum bırakmaları caiz değildir. Bundan dolayı bir kimsenin böyle davranan bir çocuğu için; “vasiyetim olsun, şu çocuğuma, bıraktığım mirastan vermenizi istemiyorum” sözünün hiçbir hükmü yoktur.
Soru: Anne sütüyle beslenen çocuğun kusmuğu namaza engel midir?
Cevap: Evet. Çocuk kusmuğu da büyüklerde olduğu gibi ağır necistir. Üzerimize veya namaz kılacağımız yere kustukları zaman, eğer kusmuk katı ise 3 gramdan fazlası, sıvı ise el içinden (el ayasından) fazlası namaza manidir(engeldir). Temizlemek farzdır. Ama bu miktarlardan az olursa namaz sahihtir, temizlemek sünnettir.
Necaset az dahi olsa Müslüman temizliğe çok dikkat edendir. O miktarı bile temizlemesi gerekir.
Soru:Süt kardeşle evlenilir mi?
Cevap:Hayır, Dinimize göre, süt kardeşle evlenmek caiz değildir.
Süt akrabalığın meydana gelmesi için çocuğun emdiği süt, az olsun çok olsun fark etmez, ama çocuğun iki yaşından küçük olması gerekir. Yani iki yaşından büyükken bir hanımdan ( süt anneden ) süt emen süt kardeş olmaz. Örnek; bir anneden bir defada dahi olsa iki yaşından küçükken süt emen erkek ve kadının evlenmeleri caiz olmaz. Hatta süt emen ( çocuk ) süt emdiği annenin hiçbir çocuğuyla evlenemez. Süt annenin kendi doğurduğu kızı/ oğlu kimlerle evlenemezse süt emzirdiği çocukta onlarla evlenemez.
Bu konuda kural şudur; emenin (çocuk) emzirene ( anne) nefsi ( sadece kendisi ) haramdır. Emzirenin ( anne) emene ( çocuk) nesli haramdır.