“Vincenzo Montella ne yapmalı?” diye sorular soruluyordu devre arasında tüm büyük sayfalarda. “Hiçbir şey yapmamalı, aynı kadro ile ikinci yarıya çıkmalı” demiştim. İrfan Can Kahveci, Karadağ’da maç sonu kahvelerini ısmarlamıştı; burada da başlangıç kahvesini ısmarladı. Arda, Hakan, Kenan, İrfan, Kerem ve Orkun, zor şartlarda, kötü zeminde, soğuk havada olabileceklerin en iyisini sergilediler. Takımımız, takım olmaya başladı. Bu sahada, bu koşullarda İspanya da olsa, Almanya da olsa, İngiltere de olsa bundan daha iyisi olmazdı. İzlanda’nın stadına UEFA-FIFA nasıl onay veriyor, anlamak mümkün değil. Eyüpsultanspor’un sahası daha uygun kriterlere sahip.
Kerem Aktürkoğlu, 3. goldeki presi ve 90+5’teki golü ile fiyatını 50 milyona çıkardı. 3. gol icin presine sağlık, 4. gol icin ayağına sağlık. Arda Güler, bu sezonki ilk resmi golünü milli forma altında attı, gayrı devamı gelir. İrfan Can Kahveci’yi Gençlerbirliği’nden beri dikkatle takip eden biri olarak bu akşam attığı, şapkadan tavşan çıkarttığı gole asla şaşırmadım. Geçen sezon 30 gole direkt katkı vermiş bir oyuncunun milli takımda bu kadar az süre almasını eleştirmiştik, haklı çıktık. Kenan Yıldız, İzlanda’nın buzlu sağ kanadını bizim soldan otobana çevirdi. Ne muazzam enerji, ne bitmez tükenmez bir güç, Allah nazardan saklasın.
Maçı kazanmayı ne kadar istediğimizi daha 2. dakikada kontradan gol yiyerek göstermiştik. Maçta çok git-gel, birçok hikaye oldu. Hakan’ın iki ayağına çarpan topun gol olmasına rağmen penaltının iptal olması, sonrasında penaltıdan yine yazması, Merih’in çizgiden yüreğiyle çıkardığı toptan sonra hatalı gol yedirmesi gibi birçok hikaye. Son olarak, maçın hakemini tebrik ediyorum. Bu kadar sürükleyici bir maçta, zor koşullarda harika bir hakemlik performansı sergiledi.