Hatay’da ekolojik yıkımın, mikro iklim değişikliğinin miladı Amik gölünün kurutulmasıdır. 25 milyon yılda tektonik hareketlerle, depremlerle oluşan bir gölü 25 yılda tamamen kurutmayı başaran ve bununla gurur duyan dönemin siyasileri eminim bunun bedelini iki cihanda ödüyorlardır.
Amik ovası kuzey, güney ve batıdan gelen üç ana fay sisteminin birleştiği bir noktada yer aldığından Hatay Uluslararası Havaalanı, tarih boyunca şehre büyük deprem felaketleri yaşatan fayların üzerinde kuruldu. Göçmen kuşların rotası üzerinde bulunan Havaalanı yapılırken en büyük sıkıntımız yanlış yer seçimden dolayı oraya yapılmamasıydı ve vatan haini ilan edildik o dönemde.Amik gölünün bölgenin tarıma açılması bahanesiyle kurutulmasıyla oluşan ve Türkiye’nin en büyük çevre felaketlerinden birinin gerçekleştiği Amik ovasında tüm itirazlara rağmen yapılan Hatay havaalanı açıldığı günden beri her yağışta bize Amik gölü hortladı dedirtmiştir. Her yağmur da Amik gölü tekrar geri geliyordu ve bu tarihi hatadan dönülsün diye verdiğimiz mücadeleyi bir Allah bilir bir biz. Yaşadığımız depremde Hatay’da bu kadar yıkım olduysa,bu kadar zemin sıvılaşması yaşanıp da binalar yan yattıysa bunun temelinde Amik gölünün kurutulması ve gölü besleyen derelerin, akarsuların,nehirlerin, yataklarının değiştirilmiş olması var.
Yapıldığı dönemde deprem tehlikesini TMMOB ve çevrecilerin sürekli hatırlatarak Hatay’da en büyük depremleri üreten faylar var ve bugün aktifler. Havaalanının, bu depremleri üreten Ölüdeniz ve Karasu fay zonları üzerinde yer aldığını anlatamadık. Amik Ovası tabanında, eski Amik Gölü sınırları içerisinde yer alan Hatay havaalanı yer seçimi açısından oldukça riskli bir konumdadır. Bu durum havaalanının yapımı sırasında da birçok kez gündeme gelmiş, ancak ne yazık ki gerekli hiçbir önlem alınmamıştır. Bu alan jeomorfolojik özelliklerden kaynaklanan sel ve taşkın, zemin özelliklerinden kaynaklanan deprem riski altında olduğu bilinmesine rağmen havaalanı ovaya yapıldı. Hemen ardından havaalanını her sene basan su baskınlarından ders alınmadan ovaya şehir hastanesi yine tüm itirazlara rağmen yapıldı. O dönemde sesimizi duymazdan geldiler. Şimdi Sağlık Bakanımız hastane için zeminin uygun olmadığını ve yerine yeniden hastane yapılmayacağını açıklarken Ulaştırma Bakanımız havaalanının yerine yenisini yapacağız diyor. Ders almadınız mı daha? Havaalanı açıldığından beri taşkınlardan kapandı, depremden kapandı. Tam ihtiyacımız olduğu zaman hava desteği alamadık. Şimdi aynı yere inşa etmek akıl tutulması mı değil mi? Aynı şey ovada yapılan şehir hastanesi içinde geçerli. İnşaatı esnasında yaşanan sıkıntılara rağmen ısrarla ovada yapılan hastane depremde ağır hasar aldı.
Sizlerin kulağınızı bilime, aktivistlere tıkamamız bizlerin canına maloldu. Öldük biz şimdi duyuyor musunuz bizi! Duyuyorsanız bize kulak verin. Tarihi tekerrür ettirmeyin. Doğa ondan çalınanı ergeç geri alır. Aynı hatayı bir daha yapmayın. Bırakın ova , ova olarak kalsın. Havaalanı başta olmak üzere oradaki tüm yapılaşmayı durdurun. Biz sizin yanlış kararlarınızın bedelini çok ağır ödedik. Şehrimiz, dostlarımız öldü.