Ange Yayınları etiketiyle okurla buluşan Osman Tok, Gülnaz Tok, Sevil Arık Tok’un birlikte hazırladığı ”Saint Pierre Geçidi, Havariler Ve Kehanet” tarihi ve mitolojik öğelerin harmanlandığı, sürükleyici bir üçlemenin ilk kitabı olarak dikkat çekiyor.
Bu kitap, okuru tarihin gizemli sayfalarına, karanlık güçlerin yeniden doğduğu bir maceraya sürüklerken, inanç, cesaret ve kaderin sınandığı bir serüvene davet ediyor.
Saint Pierre Geçidi romanında hikâye, M.S. 37 yılında Antakya’da başlıyor. Hz. İsa’nın mesajını yaymak için şehre gelen iki havari, putperest halkın direnciyle ve Diriliş Tarikatı’nın kışkırtmalarıyla karşı karşıya kalıyor. Şehrin ilk inananlarından olan Habib-i Neccar’ın acımasızca katledilmesi, Tanrı’nın Antakya’yı büyük felaketlerle cezalandırmasına neden oluyor. Bu cezaların en büyüğü, Diriliş Tarikatı’nın üç üyesinin lanetlenerek karanlık bir geçitte kıyamete kadar hapsolmasıdır — ta ki soylarından biri gelip onları özgürleştirene kadar.
Antakya’nın Kadim Tarihine Yolculuk: Saint Pierre Geçidi
Yüzyıllar sonra ise hikâye günümüze taşınıyor. Genç üniversite öğrencisi Çağrı, sürekli olarak Saint Pierre Kilisesi ile ilgili kâbuslar görmeye başlar. Bu kâbuslar, ona sadece rahatsız edici birer rüya gibi görünse de kısa süre sonra kaderin onu daha büyük bir görev için çağırdığını keşfeder. Arkadaşları ve arkeolog hocasıyla birlikte Saint Pierre Kilisesi’ne yaptıkları bir ziyaret, karanlık bir kehanetin kapılarını aralar. Kilisenin vaftiz kuyusundan kan akmaya başlar ve mühürlenmiş lanet bozulur. Yüzyıllardır derin bir uykuda olan karanlık güçler yeniden uyanır, tarih boyunca saklanmış sırlar açığa çıkar.
Antakya’nın Kadim Tarihine Dair İzler: Saint Pierre Geçidi
Roman, sadece Çağrı’nın kişisel mücadelesine değil, insanlığın kaderini tehdit eden karanlık güçlerle verdiği savaşa odaklanıyor. Çağrı ve arkadaşları, bu korkutucu güçlere karşı savaşırken, tarih boyunca izini sürülemeyen karanlık bir örgütün ve bu örgütün yüzyıllardır sakladığı sırların peşine düşüyorlar. Bu noktada, Antakya’nın kadim tarihine ve Saint Pierre Kilisesi’ne dair gizemler, okurunun karşısına bir bir çıkıyor.
Antakya’nın Kadim Tarihine Yolculuk: Saint Pierre Geçidi
Romanda tarihsel olayları ustalıkla kurgulanıyor ve karakterler mitolojik ve dini temalarla donatılıyor. Antakya’nın kadim tarihi, Hz. İsa’nın havarileri ve Saint Pierre Kilisesi gibi unsurları romana dahil ederek, gerçek ve kurguyu iç içe geçiriyor. Bu sayede, okur hem tarihin karanlık dehlizlerinde geziniyor hem de gerilim dolu, fantastik bir maceraya şahit oluyor.
Serinin İlk Adımı
Saint Pierre Geçidi, tarihin unutulmuş sayfalarına cesurca adım atan Çağrı ve arkadaşlarının, hem fiziksel hem de manevi olarak zorlu bir yolculuğa çıktığı bu serinin ilk adımı. Geçmişin karanlık gölgeleri, sadece onların değil, tüm insanlığın kaderini tehdit ederken, genç kahramanlar hayatları pahasına bu tehlikeye karşı koymak zorunda kalıyorlar. İnançlarının ve cesaretlerinin sınandığı her adımda, hem kendi içsel dünyalarıyla hem de dış dünyadaki güçlerle yüzleşiyorlar.
Antakya’nın Kadim Tarihine Yolculuk: Saint Pierre Geçidi
Roman, okuru sadece destansı bir maceraya sürüklemekle kalmıyor, aynı zamanda insanın en temel korkuları ve arzularıyla da yüzleştiriyor. Saint Pierre Geçidi, gerilim ve heyecan dolu olay örgüsüyle, tarihsel gerçeklikleri ve mitolojik unsurları ustalıkla bir araya getiriyor. Gizemli atmosferi, sürükleyici dili ve güçlü karakterleriyle, okuru her sayfada daha derin bir bilinmeze çekiyor.