Benim Kalemimden “Tarihi Uzun Çarşı”

Share on facebook
Facebook
Share on twitter
Twitter
Share on whatsapp
WhatsApp

Hepimizin evden çıkmaya korkar olduğumuz bir dönemde sizlere Hatay’ın en önemli alışveriş merkezi olan, yerlisinden turistine herkesin illaki uğramadan yapamadığı “Tarihi Uzun Çarşı” dan bahsetmek ve orada bir gezintiye çıkarmak isterim.

Hatay’ın Tarihi İpek Yolu üzerinde yer alması nedeniyle çok eski dönemlerden beri şehirde ticaretin merkezi konumunda bulunan Uzun Çarşı, geçmişten günümüze şehirde ticaretin kalbinin attığı yer olarak anılır.
Yapılış tarihi kesin olarak bilinmeyen ve içerisinde han, hamam ve camilerin bulunduğu çarşı, farklı meslekleri içerisinde barındırır. Çarşıda bulunan 17. yüzyılda yapıldığı belirtilen Kurşunlu Han da yakın zamanda restore edilerek aktifleştirildi.

Yüzyıllardır şehirde yaşayanlara hizmet veren çarşıda defne sabunundan nar ekşisine, zeytinyağından meyan kökü şerbetine, künefeden tepsi kebabına kadar yöreye özgü lezzet ve ürünlerin en iyisini ve en lezzetlisini bulabilmek mümkün.

Yerli ve yabancı turistlerin uğrak yerlerinden tarihi Uzun Çarşı, şehir ekonomisinin de can damarı durumunda. Yaklaşık 3,5 kilometre uzunluğundaki çarşıyı her gün binlerce kişi ziyaret ediyor.

Ülke ekonomisinin AVM’lere teslim olduğu bir dönemde hala ayakta durmayı başaran Uzun Çarşı esnafının sırrı nedir acaba?

Ticarette şehrin kalbi olan çarşının esnaf olarak da hiçbir ayrım gözetmeksizin birbirine her koşulda destek olması olabilir mi sizce? İşini hile karıştırmadan kar amacı değil de, kamu yararı gözeterek yapması… Hatta yaptığı işe sadık olması, o işi diğer kuşaklardan devralmış olması?

Unutulmaya yüz tutmuş, kuşaktan kuşağa geçerek günümüze kadar gelmiş olan el sanatlarından, ayakkabıcılara, zergerlere, manifaturacılara, binbir çeşit baharat çeşidi bulabileceğiniz aktarlara kadar yaklaşık 2000’den fazla esnafı içinde barındıran “Uzun Çarşı”da geçmişten günümüze Yahudi Manifaturacıyla, Müslüman Ayakkabıcı yıllarca komşuluk yapmış. Müslüman Cuma Namazı’na gideceği zaman dükkanını kapatmak yerine komşusuna emanet edermiş. Bu gelenek hala da böyle devam etmekte.

Aslında tam da Hatay’ın her yerde övünerek bahsettiğimiz birarada yaşama kültürünün bir fotoğrafıdır “Uzun Çarşı”.

Tıpkı Eski Antakya Sokakları gibidir Çarşının sokakları, dardır ve eğer ilk kez gidiyorsanız illa ki kaybolursunuz o sokaklarda. Ama inanılmaz zevk alırsınız. Hiçbir ihtiyacınız olmasa bile fırının önünden geçerken pişen ekmeğin kokusu sizi cezbeder.

Künefe kadayıfının nasıl döküldüğünü izlersiniz. Bakırcıların yanından geçerken bakırın nasıl dövüldüğüne dalıp gidersiniz.
Eğer ki alışveriş yapmışsanız pazarlık sünnettir diyerek aldığınızın pazarlığını yaparsınız. Hiçbir şey yapmasanız bile dükkanın önünde komşusuyla oturan esnafla iki kelam edersiniz.
Her pazartesi sabahı “bahur” kokusu sarar tüm Çarşı sokaklarını. Dükkanlar açıldığında ilk iş “bahur yakmak” olur. İsterler ki, hafta bereketli başlasın.
Dükkanına girerken “Hoşgeldiniz” diyerek sizi selamlayan esnaf, giderken de “ Hoşgeldiniz” diye uğurlar. Çünkü inanır ki, siz artık onun dükkanına hoş gelmişsinizdir, bereketinizle gelmişsinizdir, bereket getirmişsinizdir..

Bence işte bu yüzdendir “Uzun Çarşı” nın o soğuk koridorları olan ruhsuz AVM’ler karşısında hala dimdik ayakta durabilmesinin sırrı. Uzun Çarşı sadece soğuk duvarlardan, ışıltılı vitrinlerden ibaret değildir. “Uzun Çarşı” nın canı vardır, ruhu vardır. Her dükkanın ayrı bir ahval-i ruhiyesi vardır.

Umarım size biraz da olsa “Uzun Çarşı” ruhunu yansıtabilmişimdir.
Bir sonraki yazımda görüşmek dileğiyle…
Sağlıcakla kalın.

İlgili Haberler

Share on facebook
Share on twitter
Share on whatsapp
Share on pinterest
Share on tumblr
Share on email
Puan Durumu