kendinize zaman ayırın
en azından zaman zaman…
Yaşamın ritmini yakalayabilmek için öyle bir koşuşturmaca içinde kayboluyoruz ki; sabah işe gitmeler, işin içindeki yoğun tempo, iş çıkışı, stres ve düşünceler… Yaşamak için kendinizden çok şey katmak gerek. Ama her şeye rağmen yaşamak ağrısını yüreğinizden eksik etmeyeceksiniz. Susmadıkça yüreğiniz, umudunuzu tüketmedikçe, damarlarınızdaki kan dolaştığı sürece güneşinizi asla soldurmayın.
Bozkırın tezenesi Neşet Ertaş’ın bir sözü aklıma düşmüştü. “Nerede bir türkü söyleyen görürsen korkma yanına otur. Çünkü kötü insanların türküleri yoktur.” 6 Şubat 2023 depremini yaşamadan çok önceydi, günlerden pazar, hava kapalı, şiir damıtıyor yüreğim. Kapalı havalarda oldu bitti coşarım. Duygu kaplar her hücremi. Masamda tavşan kanı bir çay, bilgisayarımın karşısında dalmıştım içimdeki türküyü dinlerken. Yaşamın nakaratını dinlerken sevgili dostum Safi Duran telefonla aramıştı ve çocuklarımıza, kendimize dair hoş sohbetlerde bir başka türkünün sözlerini konuşmuştuk. Beni yakından tanıyanlar iyi bilirler, dostlarımın hepsini ayrı ayrı çok severim. Ümit Güzel, Safi Duran bir başka can katar yüreğime… Telefonu kapattıktan sonra içimdeki türküye tekrar döndüm ve bir türkü açtım PC’den. Asıl adı İbrahim Mamo Temiz, Muharrem Temiz’in babası Seyit Meftuni’ye ait türküyü tekrar tekrar dinledim. Aşık Seyit Meftuni, Malatya iline bağlı Arguvan ilçesinin eski adı Minayik (Kuyudere) köyünde 1920 yılında doğmuştur. Bölgenin yetiştirmiş olduğu aşıklar içerisinde önemli bir yere sahiptir.
“dost cemalin benzer güneşe aya
bakamam yüzüne yandırır beni
beni beni beni beni,
sevdalım beni, belalım
beni beni beni beni beni,
sevdalım beni, belalım beni”
Türkü dinlerken odayı saran sobanın kendine has kokusu, dışarıda yeri incitmeyen bir yağmur çiseliyordu. Ve çayımı tazeliyorum. Yaşadığınız her şey sizi çocukluğunuza götürüyor. Aklınızda kalan zor ama onurlu bir yaşam masalınız hayata dair size yeni yeni umutlar kazandırıyor. İngiliz yazar Aldous Huxley’in bir sözünü okumuştum; “Belki de bu dünya başka bir gezegenin cehennemidir.” İster cehennem olsun ister cennet; her insan kendi cennet-cehennemini oluşturuyor.
kahveyi içmesen de bilirsin tadını
hissedersin tanelerindeki kokuyu
sana verdiği uyarıcı etkisini.
ve içersin aşkla…
İçimde her zaman için söylemeye, yazmaya doyamadığım, cesaret edemediğim binlerce söz, ezgi, ses, yorum dolaşıyor. Haliyle uzun bir süredir yüreğimin donukluğunu üzerimden atamadım. Bir daha eskisi gibi olması mümkün değil. Ancak bir başka Antakya olur. O da çok ama çok farklı olacak olan. Çünkü içinde yürüdüğün, aşık olduğun sokaklar yok. Nefes aldığın mahalle, güvenle başını sokacağın evin yok. Ve en önemlisi muhabbet edeceğin dostların her biri bir yerde… Sevgimiz, umudumuz, hayallerimizle bir türküdür yaşamak ve her fırsatta nakaratını söylemeyi unutmayın lütfen.
yüreğin çarpıyorsa hâlâ
gözlerinin pınarları akıyorsa
sevinçte, hüzünde ya da
akıyorsa kanın tüm hızıyla
yaşam da senin için akmakta
senin için ey güzel insan…
Nebih Nafile
E-posta: nebihnafile@gmail.com