Hiç Kimse Bölge İnsanımızı ve Bizi Mezhepçilikle Suçlayamaz

Share on facebook
Facebook
Share on twitter
Twitter
Share on whatsapp
WhatsApp

CHP Hatay Milletvekili Nermin Yıldırım Kara, yaşanan son olaylar ve sosyal medyada yer alan haberler nedeniyle açıklama yaptı.

AK Parti hükümetinin Suriye politikasını eleştirerek; Cumhuriyet Halk Partisi’ni Baasçılıkla, diktatörlük kurmakla suçlayanların, temelde tarih konusunda ciddi bir cehaleti olduğunu dile getiren Yıldırım Kara, açıklamasını şöyle sürdürdü :

“Suriye üzerinden, ülke gündemimiz bir bakıma 13 yıl öncesine döndü. O tarihlerde de iktidar partisi kendisini “vesayet karşıtı”, “demokratik” yapı olarak sunuyor; özellikle Cumhuriyet Halk Partisi’ni statükoculukla, çağı kavrayamamakla (!) suçluyordu.

Bu iktidar, Suriye üzerinden, cumhuriyet tarihimizde benzeri pek görülmemiş bir dış politika doktrini takip ediyordu.

Suriye’deki savaşa açıkça taraf olan AKP hükümeti, tüm Suriye’de çatışmalar, katliamlar devam ederken, 2016 yılının başında Bayırbucak bölgesindeki çatışmalara odaklanmıştı.

Oysa o günlerde IŞİD vahşeti devam ediyor, katliam yapıyordu. Savaştan kaçmak zorunda kalan Suriyeliler nedeniyle ülkemizde yeni bir mülteci krizi yaşanıyordu.

7’inci Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, o tarihlerde yapmış olduğu bir konuşmada, bu konuya değinmişti. Suriyelilerin ya bombaların altında ya da şişme botların üzerinde can verdiğini söyleyen; herkesin Suriye’de bazı stratejik hayallere kapıldığı bir dönemde insani kriz yaşandığını, o vurgulayan bir tek o olmuştu.

Konuşmasının bir bölümünde; “Suriye’deki yıkımın boyutlarını vereyim size, Suriye’de savaş başladıktan bu yana hayatını kaybedenlerin sayısı 470 bini aştı. Bunların vebali günahı bu ülkeyi yönetenlerdir. Ölen her çocuğun, kadının, sivilin günahı bunların boynundadır. Yaklaşık 2 milyon Suriyeli yaralandı. Toplam ekonomik kayıp Suriye’de 225 milyar dolar” demişti.

Ve en önemlisi de Cumhuriyet tarihimizde, başka bir ülkedeki iç savaşa taraf olmamızın örneğinin bulunmadığını, yüz binlerce kişinin ölmesinin, evsiz kalmasının vebalini ve günahını ülkeyi yönetenlerde olduğunu söylemişti

O günlerde bu sözlere kulak vermeyenler, şimdi, kelimeleri elekten geçirerek, cımbızlayarak anlamlar çıkartıyor.

Cumhuriyet Halk Partisi’ni Baasçılıkla, diktatörlük kurmakla suçlayanların, temelde, tarih konusunda ciddi bir cehaleti var. Benzetme yoluyla bile olsa böyle bir kıyası kabul etmiyoruz.

Cumhuriyetin kurucusu, çok partili hayatın mimarı olan Cumhuriyet Halk Partisi’nin tarihte oynadığı rolün de sahip olduğu yerin de benzeri çok azdır. Ancak AKP, demokrasi yoluyla iktidara gelip demokrasiyi ortadan kaldıran veya kısıtlayan çeşitli partilere çok benzemektedir. Bugün Suriye’de desteklenen HTŞ’nin de demokratik bir rejim kuracağı iddiaları, dile getirildiği kadar tutarlı ve güçlü görünmemektedir.

İşte bu yüzden kaygılarımızı ve akrabalarımız için endişelerimizi söylemeye devam edeceğiz.

Hiç kimse bölge insanımızı, ve bizi, seçilmişlerini mezhepçilik ile suçlayamaz. Neden mi?

2013 de Reyhanlı’da meydana gelen katliam sonrasında binlerce insanın Antakya’da sokaklarda yaptığı yürüyüşlerin, sağduyulu açıklamaların görmezden gelinmesine müsaade etmeyiz, etmeyeceğiz de.

Mezhepçilik söz konusu olduğunda, hiç kimse, Reyhanlı’daki bombalı saldırıda hayatını kaybeden yurttaşlarımız için “53 Sünni vatandaşımız katledildi” diyen Recep Tayyip Erdoğan kadar mezhepçi bir dili benimseyecek kadar ileri gitmemiştir.

Bugün iktidarın tepkisizliğinden güç alarak sosyal medyada mezhepçi yorumlar yapan anonim veya anonim olmayan hesaplar ortalıkta cirit atarken yetkili kurumlardan hala ses seda çıkmamaktadır.

7’nci Genel başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nun ve bu coğrafyada yüz yıllardır birlikte yaşayan bizlerin ülke sevgisini sorgulamak kimsenin kürsülerde siyasi malzeme yapacağı bir duygu değildir, bunun medeniyetlerin beşiği Hatay’da karşılık bulmayacağı da açıktır.

Suriye’de barış ve huzurunun tesis edilmesinin Türkiye’nin de barış ve huzura sirayet ettiği duygusuyla bu bilinç ve sorumululuktan hiçbir zaman ayrılmadık.

Dün ve bugün Suriye’nin bütünlüğünü savunduk, yarın da savunacağız.

Dolayısıyla herkesi aklıselim davranmaya; ağızdan çıkanı kulağın duyması gerektiğini hatırlamaya çağırıyoruz.”

İlgili Haberler

Share on facebook
Share on twitter
Share on whatsapp
Share on pinterest
Share on tumblr
Share on email
Puan Durumu