Gün geçmesin ki sosyal medyada herhangi bir ilçeden ‘çok fazla köpek var’ paylaşımları yapılmasın…
Sokakta fazla sayıda hayvan olmasından kimse memnun değil… Sürüler halinde dolaşan köpekler, özellikle onlardan korkan vatandaşları tedirgin ediyor. Bu tedirginlik zaman zaman insanların dikkatsiz davranıp başlarına başka türlü kazaların gelmesine de yol açıyor. Doğrudan köpek saldırmamış olsa da onlar yüzünden kaza sonucu yaralanan insanlar elbette onlara sempati ile bakamıyor; hepsini anlayabiliyorum…
Öte yandan hayvanları ölümüne düşman bellemiş bir güruh da var; nefret dolu ve öfkeli… Mesela bizim mahalleye yeni taşınan bir vatandaş, apartman sakinleri ile esnafın ortak baktığı üç tane uysal köpeğe kafayı takmış durumda! Başka bir apartmanda oturmasına rağmen, kendi apartmanımızın önünde besleme yapmamıza engel olmak istiyor! Bu köpekler o vatandaş gelmeden önce de oradaydı, adam ‘ben geldim, onlar gitsin’ diyor… Var mı böyle bir bencillik? Çok rahatsızsan geldiğin yere sen geri dön arkadaş! O canların kimseye bir zararı yok, onlara kaş göz etmeyene yaklaşmıyor bile; öyle garip ve uysallar… Oysa o vatandaş bugün onlara sopayla saldırmaya kalkacak kadar ileri gitmiş, Allah’tan henüz denk getirememiş ama apartmanımızın 24 saat kamerayla izlendiğini hatırlatıp, o canlara her kim zarar verirse adalete teslim edileceğini buradan bildirmek isterim. Bu iş ne yanına kalır, ne de yarına…
Yarına kalmaması gereken bir iş de; ilçe belediyelerinin kısırlaştırma yapmaya başlamasıdır. Gerçekten çok fazla köpek var, hem de her ilçede… Bu durum hayvanseverler için de olumsuzluk çünkü bakılması gereken daha çok can, daha fazla emek ve daha fazla masraf demek… Hayvanları sevmeyen ya da onlardan korkanların derdi zaten malum… Peki niye duruyorlar? Hayvanlar az miktarda yiyecek için birbiriyle kavga ediyor, hayvanları koruyan insanlarla onları istemeyen insanlar birbiriyle kavga ediyor; iş yapması gereken belediyeler olan biteni oturup izliyor! İskenderun Belediyesi’nin bir bakımevi var ve düzenli kısırlaştırma yapıyorlar. Sosyal medyada ‘İskenderun’un falanca mahallesinde çok hayvan var’ diye veryansın eden bir vatandaş gördünüz mü? Ama Dörtyol’dan Yayladağ’a diğer bütün ilçelerin tamamından benzer şikayetler ile sokak hayvanlarını koruyanları taciz eden şikayetleri çokça alıyoruz. Bütün bunların tek sorumlusu bu işini yapmayan ilçe belediyesidir; ayıptır, günahtır ve yasanın ihlal edilmesidir bu!
Bütün bu sorunların tek çözümü, 5199 sayılı hayvanları koruma kanununda belirtildiği gibi; belediyelerin kısırlaştırma ve aşılama çalışmalarını düzenli olarak gerçekleştirmesidir. Hem gönüllüler hem de sokakta fazla hayvan görmek istemeyen herkes; bulunduğu ilçe belediyesini yasanın verdiği bu görevi yerine getirmesi gerektiğini ısrarla hatırlatmalı ve hatta şikayet etmelidir. Yasa emreder, kişiler ve kurumlar bunu yerine getirirler… İşi yapmamak için bahane üretmezler… Ki en çok öne sürülen bahane ‘ödenek yetersizliği’! Bu ödeneği yetersiz kurumların başına geçmek için onca para ve emek harcayıp başkanlığa aday olmayın arkadaş durum bu kadar vahimse… Ödeneği yeterli bulup atfedilen işleri yapacak birileri çıkar elbette…
Hem insanlar hem de hayvanlar huzurla yaşasın, dolaşsın istiyoruz; çok mu şey istiyoruz? Bir konserden, defalarca sökülüp takılan kaldırım ve çevre düzenlemelerinden daha mı önemsiz bu istek?