Hayatta bizi en çok mutlu eden şeylerin aslında maddi kazançlarla değil, kalpten gelen duygularla ilgili olduğunu fark ettiniz mi? Benim için karşılıksız sevgi, yardımseverlik ve hoşgörü tam da bu duyguların merkezinde yer alıyor. Ne kadar şükretsem az; çünkü Rabbim hep bu değerleri yaşatan ve yaşatmaya çalışan insanlarla karşılaştırdı beni.
Karşılıksız sevgi, bir çiçeğe su vermek gibi bir şeydir. Çiçeğini tanımazsın, belki kokusunu hiç almazsın ama onu yaşatma çabandan asla vazgeçmezsin. İşte bu sevgi, insanı bir şeyler beklemekten kurtarır, ruhuna derin bir huzur getirir.
Yardımseverlik de bambaşka bir duygudur. Birine el uzattığınızda sadece onun hayatına değil, kendi ruhunuza da ışık tutarsınız. Gözlerindeki minnettarlık, kalbinizde bir çiçek gibi açar. Yardım etmek öyle bir duygu ki, bunun geri dönüsünü asla beklemezsiniz; zaten ihtiyacınız olan tek şey, bir insanı biraz daha mutlu edebildiğinizi bilmek.
Ve hoşgörü… Belki de dünyada eksikliğini en çok hissettiğimiz şey. Herkesin kusurları, eksikleri ve hataları var. Ama hoşgörü gösterdiğimizde, bu kusurlar bir anda önemsiz hale geliyor. Bir bakıyorsunuz, o kusur dedikleriniz aslında sizi daha da yakınlaştırıyor.
Bu duygular birer yol gösterici benim için. Her sabah şükürle uyandığım bir dünya var, çünkü karşıma hep bu değerlere sahip insanlar çıkıyor. Belki de Rabbim, bana bir hatırlatma yapmak istiyor: “Sen de aynı şekilde devam et. Sev, yardım et ve hoşgörülü ol.”
İşte bu dünya, paylaşımın, sevginin ve anlayışın dünyası. Biz de bu dünya için birer mum yakabilirsek, karanlıkları biraz olsun aydınlatabiliriz. Şimdi soruyorum size: Bugün kimin kalbine bir ışık yakacaksınız?