KIBRIS’IN GELECEĞİ VE DIŞ POLİTİKADA BECERİKSİZLİK

Share on facebook
Facebook
Share on twitter
Twitter
Share on whatsapp
WhatsApp

Kıbrıs’ın kuzeyinde, tek taraflı ilan edilen ve sadece Türkiye’nin tanıdığı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, 10. kez cumhurbaşkanını seçmek için sandık başındaydı. Adayların hiçbiri ilk turda yüzde 50’nin üzerinde oy elde edemedi.

İlk turda yüzde 32,45 oranında oy alan Ersin Tatar ile yüzde 29,76 oy ile ikinci sırada olan Mustafa Akıncı, 18 Ekim’de yapılacak ikinci tur seçimlerde cumhurbaşkanlığı için yarışacak.

Seçimin ilk tur sonuçlarının açıklanmasının ardından mevcut Cumhurbaşkanı ve adayı Mustafa Akıncı, Türkiye’ye seslenerek “Siz, ‘Sizin cumhurbaşkanınız bu olacak’ deme hak ve yetkisine zaten sahip değilsiniz” açıklamasını yaparak seçimleri ilginç bir noktaya getirdi. Akıncı, Ankara hükümetini seçimlere müdahale etmekle suçladı.

İkinci tura kalan diğer aday, Ersin Tatar ise Kıbrıs Türk halkının demokratik iradesini ortaya koyduğunu ifade etti. -GAZETELER-

KIBRIS SEÇİMLERİ KRİZE Mİ DÖNÜŞÜYOR?

  Yıllardır çözülemeyen Kıbrıs sorunu şimdi de seçimleriyle gündemimizde.  Seçim sonuçları Türkiye açısından ciddi bir krize dön(üş)müş durumda.  Zira seçimin galibi olması muhtemel Mustafa Akıncı’nın Rum kesimiyle yaşanan sorunlara bakış açısı ve çözüm önerileri Türkiye’nin dış politikasıyla uyuşmuyor.

Aslında bu anlaşmazlığın ne olduğu da tam olarak belli değil. “Annan Planı”na evet diyerek Kıbrıs’taki varlığını tehlikeye atmayı kabul eden Ankara Hükümetinin, Mustafa Akıncı’yla neden ve nasıl bir problem yaşadığını bilemiyoruz. Özünde kendileri de farklı çözüm üretmiş değillerdi.  Bizimkiler yapınca sorun değil ama o yapınca suç(!) oldu.

BEDEL ÖDEYECEK ADIMLAR ATILMAMALI

Geçmişte Kıbrıs için çok fazla bedel ödeyen Türkiye’nin bu noktada daha dikkatli ve planlı hareket etmesi gerekmez miydi? Kıbrıs’ta tam olarak neyi istediğimizi anlatmakta güçlük mü çekiyoruz?

Seçim sonucu üzerine yapılan yorumlarda ciddi bir başarısızlığa dikkat çekiliyor. Zira Mustafa Akıncı’nın kazanma ihtimali bizi “yavru vatan” ile didişme noktasına getirmemelidir.

Çevremizde birçok düşmanla mücadele ettiğimiz bu hassas süreçte bir de Kıbrıs Cumhurbaşkanı krizi yaşanmamalı…

KIBRIS’TA ROLÜMÜZÜ KAYBETMEMELİYİZ

Türkiye, Kıbrıs konusunda ana vatan ülke konumunu ve abi rolünü sürdürmelidir. Her kim kazanırsa kazansın “Kıbrıs bizim milli davamızdır” denmelidir.

İkinci turda sandıktan ne çıkarsa çıksın, bir diyalog imkânı üzerinde çalışılmalıdır. Yoksa dış politikada, başta Suriye ve Mısır olmak üzere -hamasetle burnumuzu soktuğumuz- her yerde yaşanan acı sonuçların faturasını sadece Kıbrıslılar değil hepimiz birlikte öderiz.

İkinci tur seçimlerinde Akıncı’nın veya Tatar’ın kazanması Türkiye’nin konumunu değiştirmemelidir. Manipüle ettiğimiz bu seçim süreci bizi tarihimizde ilk kez bu kadar Kıbrıs’ta zayıf duruma düşürür.

 Kıbrıs giderse, Akdeniz’de hiçbir iddiadan söz edemeyiz. Kıbrıs’ta çıkan sonuca saygı göstererek “kim kazanırsa kazansın Kıbrıs kazandı, Türkiye kazandı” denmelidir. Tersi bir durum olursa Rum kesimi masadaki ve sahadaki konumunu güçlendirir.

İnsan hayret ediyor. Nasıl oldu, hangi ara, seçimde taraf olarak Kıbrıs’ın geleceğini tehlikeye atma becerisi gösterdik ve dış politikadaki beceriksizliklerimize bir yenisini daha  ekledik?

Doç. Dr. Necmettin ÇALIŞKAN 15.10.20

İlgili Haberler

Share on facebook
Share on twitter
Share on whatsapp
Share on pinterest
Share on tumblr
Share on email
Puan Durumu