Emekli ilköğretim müfettişi, araştırmacı-yazar İsmet Bozoğlan’ın, dönemin Altınözü Kaymakamı Bülent Uygur, Altınözü’nde görev yapan öğretmenler Abdulla Turunç, Naci Akkaya ve Özlem Özgün’ün katkılarıyla, Abidin (Çirkin) Ertuğrul’un anılarından derlediği ve Milli Mücadele döneminde Altınözü’nde yanşanan olaylara ağırlık veren ve Hatay’ın anavatana katılması kadar uzanan süreci anlatan “Kuseyrli Bir Mücahit” isimli çalışma, 1. Altınözü Kitap Fuarı’na damga vuran kitaplardan biri oldu.
ERTUĞRUL’UN ANILARI BENİ ÇOK ETKİLEDİ
Kitabın yazarı İsmet Bozoğlan, Kuseyrli Bir Mücahit isimli eserle ilgili yaptığı açıklamada, “Hatay’ın Altınözü ilçesinin Paslıkaya Köyü’nden Hacı Mehmet Çirkin oğlu Abit Çirkin (şimdi Abidin Ertuğrul), imza atarak sonlandırdığı daktilo ile yazılmış 65 sayfalık 1 Mart 1985 tarihli hatıraları çok çarpıcı geldi bana. Çünkü bugüne kadar Hatay’ın Millî Mücadele ile ilgili yazılan eserlerini, ya komutanlık yapmış ya idarecilik yapmış olan yüksek düzeydekiler yazmıştı. Hâlbuki bu anıyı yazan bizzat alt kademede Millî Mücadele’de ömrü geçmiş, çatışmaya girmiş, eziyet görmüş, zor günler yaşamış biri olarak başından geçenleri anlatıyordu bu sararmış yapraklarda. Yine her olayda kimlerin orada olduğunu, bugüne kadar adını duymadığımız ve diğer eserlerde isimleri sayılmayan mücahit isimlerini sanki yeniden yaşıyormuş gibi yazışı, beni doğrusu çok etkiledi” ifadelerine yer verdi.
MİLLİ MÜCADELEDE ALTINÖZÜ’NÜN ROLÜ
Kitapta Abidin Ertuğrul’un yanı sıra Karsu’dan Kamil Ağa ve kardeşi Mesrur Ağa, Altınkaya’dan Hamza Ağa ve Arif Ağa, Dokuzdal’dan Kulaksız Ahmet Ağa, Kuruyer’den Şükrü Efendi, Keskincik’ten Mehmet Emin Accuba, Enek’ten Ebu Kaddur, Kamberli’den Ahmet Reşit ve Karsu’dan Deli Arif’in Milli Mücadele dönemindeki rolleri anlatılıyor. 1918-1938 yılları arasında işgal döneminden Hatay devletinin kurulmasına ve anavatana katılmasına giden sürecin anlatıldığı kitapta ilimizin işgale karşı ilk kurşunu sıkan memleketlerden biri olduğu ifade ediliyor.
HATAY İŞGALE DİRENDİ
Konuyla ilgili kaleme alınan bir bölümde, Antakya ve etrafının anavatandan uzakta bulunan ve dört bir tarafı Fransızlar tarafından işgal edilen bir bölge olduğu hatırlatılarak, “Bir taraftan da İskenderun, Belen, Kırıkhan ve hatta Reyhanlı; Ermenistan haline getirilmiş ve silahlandırılmıştı. Bunun karşısında Kuseyr Dağları, Harim Dağları, Sayhun ve Cebelzavi Dağlarının Arap, Türk, Çerkez ve Kürt yiğitleri hiç çekinmeden yer yer Fransızları sağdan vurup soldan çıkıyorlar ve soldan vurup sağdan çıkıyorlar, Antep üzerine bırakmıyorlardı ve akınlarını sürdürüyorlardı. Beni çok üzen şey TRT’mizin Kuvayi Milliye’den bahsettiği zaman Mersin, Adana, Maraş, Antep diyerek ne Hatay’dan ne de Urfa’dan bahsetmemesidir. Sanki 1918 sonlarında Güney illerimiz işgal edildiğinde her taraf silahına sarılmış, Hataylı gençler de elini kolunu bağlayarak, Fransızlara kölelik yapmış. Hiç de öyle değildir! Antakya havalisi, ilk kurşunu sıkan memleketlerin birisi olduğunu ispata hazırızdır.
MUSTAFA KEMAL PAŞA KUSEYR DAĞLARINDAKİ DİRENİŞİ TAKDİR EDİYORDU
Büyük kurtarıcı Mustafa Kemal Paşa ne bizim kara kaşımıza, kara gözümüze ne de Harbiyemizin şelalelerine hevesliydi. O büyük asker Kuseyr dağlarındaki olayları adım adım takip ediyor ve takdir ediyordu. Onun için 1923’te Adana’ya gelişinde Hataylılara şöyle sesleniyor ve söz veriyordu, ‘Kırk asırlık Türk yurdu düşman elinde esir kalamaz! Elbette bir gün kurtulacaksınız” diyerek müjde veriyordu. Büyük atamızın milletimize son hediyesi Hatay olmuştu” ifadeleri yer alıyor.
1955’te Hatay’a gelen dönemin Meclis Başkanı Refik Koraltan, katıldığı bir radyo programında “Hatay bölgesi Fransızlara karşı ilk kurşun sıkan memleketlerin birisidir” şeklindeki demeci de kitapta yer alan önemli bir ayrıntı olarak dikkat çekiyor.