Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi Tıp Fakültesi Histoloji ve Embriyoloji Anabilim Dalından Dr. Öğr. Üyesi Meryem İlkay Karagül, yürütücüsü olduğu TÜBİTAK 1001 Çaba Projesi kapsamında önemli açıklamalarda bulundu. İnsan endometriyal kanser hücrelerinde perifosinin endoplazmik retikulum stres yolakları üzerine etkilerinin incelenmesini amaçlayan projesi ile kanser araştırmaları ve tedavileri konusunda bilime yeni bakış açısı getirmeye çalıştığını ifade etti.
Projenin asıl hedeflerinden birinin modern Kanser Araştırma Laboratuvarı kurmak olduğunu belirten Dr. Öğr. Üyesi Karagül, şu ifadeleri kullandı:
“TÜBİTAK tarafından kabul edilen projemizle birlikte üniversitemizde meme, uterus, prostat kanserleri gibi genital sistem kanserlerinin tanı ve tedavi yöntemlerinde alternatif bakış açıları üzerinde çalışabileceğimiz bir araştırma merkezi oluşturmayı planlıyoruz. Rektörlüğümüzün desteğiyle hücre kültürü laboratuvarımızı kurduk ve floresan mikroskop, immünfloresan cihazı gibi önemli ekipmanlarla altyapımızı güçlendirdik. Tübitak tarafından desteklenen yaklaşık 1.750.000 TL bütçeyle bu proje, deprem sonrası yaşanan altyapı sorunlarına rağmen amacımıza ulaşmamızı sağlayacak önemli bir adım oldu.”
“Kanser Araştırmalarında İş Birliğine Açığız”
Projede Mersin Üniversitesi ile ortak çalışmalar yürüttüklerini dile getiren Dr. Öğr. Üyesi Karagül, şu bilgileri verdi:
“Projemizde kullanacağımız endometriyal kanser hücre hatlarının transmisyon elektron mikroskop incelemesini Mersin Üniversitesi ile iş birliği yaparak gerçekleştiriyoruz. Kanser çalışması yapan ulusal bilim merkezleriyle ortak çalışmalar yapmayı planlıyoruz. Bu sayede farklı kanser hücre hatlarını sadece üniversitemizdeki araştırmacıların değil, aynı zamanda diğer üniversitelerdeki araştırmacıların da faydalanabileceği bir rezerv merkezi haline getirmeyi amaçlıyoruz.”
“Güvenli ve Yenilikçi Araştırmalar Yapıyoruz”
Laboratuvar ortamında yapılan çalışmalara değinen Dr. Öğr. Üyesi Karagül, araştırmanın yöntemleri ve hedefleri hakkında şunları söyledi:
“Projemizde, kanser hücrelerindeki değişimleri göstermek adına floresan mikroskop ve flow sitometri cihazlarımız ile daha güvenilir sonuçlar elde ediyoruz. Bununla birlikte kanser tedavi ajanlarının toksik etkileri ve dozajlarını farklı yöntemlerle araştırabiliyoruz. Bölgemizde bol miktarda kullanılan doğal ürünlerin ve antioksidan özelliklere sahip bileşiklerin kanser hücreleri üzerindeki etkilerini de incelemeyi hedefliyoruz. Çalışmalarımızın hem akademik hem de halk sağlığı açısından önemli çıktılar sunacağına inanıyoruz.”
“Uluslararası Yayınlar ve Tanınırlık Hedefliyoruz”
Proje ekibinden ve gelecek planlarından bahseden Dr. Öğr. Üyesi Karagül, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Beş kişilik bir ekip olarak çalışıyoruz ve bir yüksek lisans öğrencimize burs desteği sağlıyoruz. Bu, genç araştırmacıların akademik gelişimi için de önemli bir fırsat. Projemizden elde edeceğimiz verilerle uluslararası düzeyde yayınlar yapmayı ve üniversitemizi bu alanda tanınan bir merkez haline getirmeyi hedefliyoruz. Özellikle kadın ve erkek üreme sağlığı ile ilgili kanserlerin etiyolojisinde, tanı ve tedavisinde önemli katkılar sunmayı amaçlıyoruz.”
“Bu Proje Umut Veriyor”
Projenin yalnızca akademik değil, halk sağlığı açısından da önemine dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Karagül, şu şekilde konuştu:
“Bu proje, üniversitemiz için çok değerli bir adım. Kanser araştırmalarında özgün bir merkez olmayı ve uluslararası arenada ses getiren çalışmalara imza atmayı arzu ediyoruz. Bu süreçte elde edeceğimiz sonuçlar hem bilim dünyası hem de kanser hastaları için umut vadedecek.”
