PESTİSİTLERLE YAVAŞ YAVAŞ ZEHİRLENİYORUZ…

Selda Asker
Share on facebook
Facebook
Share on twitter
Twitter
Share on whatsapp
WhatsApp

Bilim insanları toprak kirliliği ve kalp hastalıkları arasındaki bağlantıya karşı uyarıyor. PESTİSİT kullanımını azaltmalıyız!
Hayatımızla oynuyorlar ve bizi yavaş yavaş öldürüyorlar. Çevresel faktörlerin insan sağlığını birebir etkilediğini artık herkes biliyor. Genetiği değiştirilmiş ürünlerden tutunda hava kirliliğine varana kadar ne yediğimizi ne içtiğimizi bilmediğimiz için zehirleniyoruz. Tarımsal üretim sürecinde yaşanan sorunları çözmek için kullanılan bir takım kimyasal maddelerin temel adı olan pestisitler toprakla beraber yedigimiz ürünlerle, içtiğimiz suyla bizi de zehirliyor.

Böcek öldürücü, ot öldürücü , mantar öldürücü vb kimyasalllar ; Tarım zararlılarıyla beslenen, toprağı zenginleştirerek tarımda fayda sağlayan çok sayıda faydalı canlı türünün zarar görmesine, biyolojik çeşitliliğin azalmasına, su varlıklarının kirlenmesine ve gıda ürünlerinde pestisit kalıntısı başta olmak üzere çok sayıda soruna yol açıyor. Pestisitler, toprağı çeşitli derecelerde kirletiyor ve bozuyor. Örnek verecek olursam; Çin’de, hükümet tarafından yayınlanan yeni araştırmalara göre, 26 milyon hektar tarım arazisi pestisitler ve diğer kirleticilerden kaynaklı orta ve üst düzeyde kontaminasyona (bulaşma) uğradı. Bu nedenle tarıma elverişli arazilerin %20’si, tarım yapılamaz hâle geldi. Türkiye ‘de böyle bir araştırma var mı açıksası ben bilmiyorum ve merak ediyorum. Bu yüzden verimli tarım arazilerimizin yüzde kaçı kullanılamaz hale geldi?

Pestisitlerin sağlığımız üzerinde bıraktığı önemli sorunlara gelince; pestisitler gıdalar üzerinde kalıntı bırakır. Kalıntılı ürünlerin yenmesi, alınan zehirin dozuna bağlı olarak çeşitli sağlık sorunlarına yol açar. Pestisitler doğal hayata karışarak toprakta ve su varlıklarında da kimyasal kirliliğe neden olur ve bu kirlilik de çeşitli gıda ürünlerine bulaşabilir ve bu şekilde yediğimiz , içtiğimizden zehirleniriz. Unutmayın doğaya bıraktığınız her atık bir şekilde size geri döner.

Son yıllardan artan kanser vakalarında yaş ortalamasının oldukça düştüğünü görüyoruz. Neredeyse ülkenin yarısı kanser ve hızla artan bir tablo var. Pestisitlerin kanserojen olduğu kanıtlansa da kullanılmaya devam ediliyor. Bir pestisitin kanserojen olduğuna dair akademik yayınlar olması ya da kanser konusunda güvenilir kurumların değerlendirmeler yapması, o pestisitin kullanılmasını engellemiyor. Pestisitlere maruz kalma ile prostat kanseri, bazı lenfoma çeşitleri, lösemi ve meme kanseri arasında güçlü bağlantılar olduğunu gösteren çok sayıda yayınlar var. İlgilenenler google da yayınları inceleyebilir.

Durum böyle iken sağlığımızı korumanın en önemli yolu doğa dostu organik tarıma dönmek. Aksi takdirde bu şekilde kirlettiğimiz toprakla gelecek kaç nesil ipotek altında alacak ve vebali bize kalacak varın siz düşünün….

İlgili Haberler

Share on facebook
Share on twitter
Share on whatsapp
Share on pinterest
Share on tumblr
Share on email
Puan Durumu