Kişinin bedensel ve ruhsal sınırlarının tehdit edilmesi ve zorlanmasıyla ortaya çıkan gerginlik durumuna verdiğimiz tepkiye STRES denir.
Stres günlük yaşamın kaçınılmaz bir gerçeğidir. Uyum sağlamamızı gerektiren herhangi bir değişikliktir. İnsanlığın en başından beri vardır, her zaman var olacaktır. Stres, farklı durum ve olaylarda kendini gösterebilir. Fiziksel bir yaralanma gibi olumsuz bir durum da olabilir; aşık olmak ya da çok istediğimiz bir başarıya ulaşmak gibi son derece olumlu bir olay da olabilir. Bir olayı yorumlama biçimimiz o olayın hayatınızdaki etkisini belirler.
Olumsuz strese bağlı olarak bağışıklık sistemi zayıflabilir, sindirim sistemi problemleri görülebilir ve kronik yorgunluk ve tükenmişlik ortaya çıkabilir. Bunlara bağlı olarak yüksek tansiyon, kalp hastalığı, obezite, depresyon, bağımlılık, ve diyabet hastalığı stresin ortaya çıkarabileceği sorunlar arasında yer alır.
Stresin bilişsel modeline bakacak olursak;
İnsan yaşamlarını; yaşam olaylarından çok bu olaylar ile ilgili düşünceleri belirler.Olaylar ile ilgili düşüncelerimiz duygularımıza ,duygularımızda davranışlarımıza dönüşür. Bilişsel modele göre A noktasında yaşanan bir olaya, C noktasında verilen duygusal yanıt, B noktasında A olayı ile ilgili olarak yapılan yoruma bağlıdır. Örneğin A noktasındaki olayın Depremde Mehmetin evinin yıkılması düşünecek olursak C noktasında bu olaya yönelik farklı duygular ortaya çıkabilir. C noktasında “öfke” duygusu yaşanıyorsa; bu muhtemelen B noktasında hayat çok acımasız nasıl bana bunu yapar biçiminde yorumlanması ile ilgilidir. C noktasında “üzüntü” duygusu yaşanıyorsa, bu B noktasında bireyin ‘’her şeyimi kaybettim ben artık bir hiç’im’’biçiminde yorumlanması ile ilgilidir. C noktasında “kaygı” duygusu yaşanıyorsa, bu B noktasında bireyin “yaşamımız hiç düzelmeyecek” biçiminde düşünmesi ile ilgili olabilir. Görüldüğü gibi A noktasındaki depremde mehmetin evinin yıkılması olayı, B noktasında aynı olayla ilgili olarak yapılan değişik yorumlara bağlı olarak, C noktasında birbirlerinden oldukça farklı duygulara neden olabilmektedir.Yaşamda karşılaştığımız olayları zor ,çözülemez,üstesinden gelinemez gibi gördüğümüz ve başımıza gelecek tehdit düşünce olasılıklarını çok fazla görüp,bununla ilgili başa çıkma becerilerimizi küçüksersek stres oranımız fazla olacaktır.Bu stres yaşamımızı özel,iş ve sosyal alanlarda kısıtlamaya götürebilir.
Bireye, stresli olaylarla karşılaşıldığında oluşan olumsuz duyguların ve bu duyguları oluşturan otomatik düşüncelerin farkına varılmasını ,Olumsuz otomatik düşüncelerin esnetilmesi ve alternatifli hale getirilmesi için beceri kazandırılmasını ve kazanılan becerilerin ne şekilde sürdürülebileceğini öğretmeyi amaçlarız.
Stresin dozu ile ilgili bakacak olursak;
Stres genellikle olumsuz bir şey olarak düşünülür ancak stresin olumlu bir yanı da vardır.Motive eder,harekete geçirir,sorumlulukları gerçekleştirmek için işe yarar. Herkes için değişebilen ama belirli dozda stres, yaşamın olumlu bir özelliğidir ve etkili bir işleyiş için gereklidir. Aşırı stres ise insanı iş göremeyecek bir duruma getirip, insanın sorun çözme becerilerini zayıflatabilir. Stresin büyüklüğünü belirleyecek bazı etmenler vardır.
Olumlu ve olumsuz stres arasındaki farklılık, kişinin stres oluşturucu olay ya da ortamı nasıl algıladığına ve onunla nasıl başa çıktığına bağlıdır.
Strese bağlı gelişen belirtileri inceleyecek olursak;
Kaygı ve endişe,odaklanma ve dikkat dağınıklığı,performans düşmesi ,rahatsız uyku ,sürekli yorgunluk ,alkol kullanımında artma ve aşırı sigara içme ,aşırı yemek ,sinirlilik ,mide bulantısı, ,sıcağa bağlı olmayan terlemeler ,uykusuzluk ,tırnak yeme ,nedensiz ağlamalar, baş ağrıları ,hazımsızlık ,iştahsızlık,felaket düşünceler ,kas gerginliği gibi birçok belirtisi vardır.
Stresin etkilerini inceleyecek olursak;
Stresin kısa dönem etkileri: Kalp atış hızında artış, kan basıncında artış, endişe, karamsarlık, kızgınlık, unutkanlık, dikkati toplayamama.
Stresin uzun dönem etkileri: Kronik hastalıklar (baş ağrısı, kalp hastalığı), depresyon, fobiler, kişilik değişikliği, ruhsal hastalıklar, düşünce ve hafıza kusurları, uyku bozukluklarıdır. Sonuçta; üretkenliğin azalması, zevk alamama, yakın ilişkilerden uzaklaşma ortaya çıkar.
STRESİ YÖNETMEK İÇİN;
1-Stresi anlamak ve kabul etmek…Yaşamımız için stres gerekli ve bunun bir parçası olduğunu anlamamız gerekiyor.
2-Stres belirtilerini ilk uyarılar olarak görün. Strese neden olan faktörleri belirleyin ve bunları halletmek için harekete geçin. Hangi durumlarda,ortam ve zamanlarda sizin yaşamınızı kısıtlama çalıştığı fark etmeye çalışın.
3-Stres yaratan durumlarda duygularınızın farkına varın..Zihninizden geçen felaket içerikli ve yararsız düşünceleri inceleyin..
4-Yaşam olaylarında süreçten çok sonuca odaklanmanın , ve olumsuz değerlendirmelerimizin getirdiği zararın farkına varın.
5- Problem çözme yöntemlerini çeşitlendirin ve farklı stratejileri denemeye çalışın.
6- Değiştirilebilecek şeyleri elinizden geldiğince değiştirmeye çalışın. Bazı durumları da kabul edecek cesareti gösterin, ve bu iki durum arasındaki farkı da anlamaya çalışın..
7- Yalnızlıktan kaçının. Başkalarıyla iletişim kurmaya çalışın. Duygularınızı ifade edin. Öfkenizi ya da kırgınlığınızı dışa vurmanın yollarını arayın. Bir arkadaşla ya da eşle dertleşmek de yararlı olabilir.
8- Başınızdan geçmiş olan ve başkalarının da yaşadığı kötü deneyimlerden öğrenmeyi bilin. Böylece eksiyi artıya çevirmiş olursunuz.
9- Geçmişin olayları ya da ileride olacaklara takılmaktan kaçının. Geçmişin keşkeleri ve geleceğin acaba’ları bizlere yardımcı olmayacaktır. Şimdi ve anda kalmayı öğrenmeye çalışalım.
10-Spor,müzik,gezi veya sevdiğimiz aktiviteleri yaşamımız içine yayıp bunlarla anlamlı etkinlikler yapalım.
11-Yaşadığımız her an için şükran duyalım.