Cumhuriyet Halk Partisi Hatay Milletvekili Mehmet Güzelmansur, 4 aydır üvey evlat muamelesi gördüğünü belirttiği Hatay’a tüm kurumlardan acil yardım çağrısı yaptı.
Hataylıların beslenme, barınma ve güvenlik sorunlarının artarak devam ettiğini belirten Güzelmansur, ayrıca deprem bölgesinden fatura tahsilatı yapılmamasını istedi. Milletvekili Güzelmansur, TBMM’de yaptığı gündem dışı konuşmasında, “6 Şubat depremlerinin en yıkıcı etkilerini yaşayan, hiçbir hizmet almayan ve yaraları sarılmayan, Hatay’ımızın sorunlarını konuşmak üzere, gündem dışı söz aldım. 136 gün önce yaşadığımız depremde Hatay işte bu hale geldi (Resim 1) Taş üstünde taş kalmadı. Şehir adeta bir enkaz yığını. Harabe ve bitik durumda! Medeniyetler kenti, hoşgörü kenti Hatay’ın bu halini, boğazımızda düğümlenen hıçkırıklarla izliyoruz. HATAY bunu hak etmedi. 23 bin canımızı kaybettik! 1.857 kimliği belirsiz naaşımız var! Yakınları tarafından aranan, binin üstünde insanımızın, ne ölüsü ne de dirisi var! 302 bin aile evsiz kaldı. Yıkılmayan, ama hasar alıp girilemeyen evleri, hırsızlar yağmalıyor. Depremzede insanımızın şahsi eşyalarına, yıkım ekipleri çöküyor. Evlerdeki şahsi eşyaları, yıkım ekipleri alıyor. Hasarsız evlerin olduğu arazileri, zeytinlikleri, tarım arazilerini de, devlet kamulaştırıyor. Depremzede Hataylının elinde ne kaldı derseniz, koca bir hiç kaldı. İnsanımız yaşadığına bin pişman hale getirildi, canından bezdirildi. Bu kadim şehrin insanları, hizmetten mahrum, kaderlerine terk edildi. 21 yıldır, Hatay’a üvey evlat muamelesi yaptınız, depremde bari yapmayın dedik, dinletemedik.
SESSİZ İSYANDAYIZ, YETER ARTIK DİYORUZ! YETER…
Şimdi ben buradan, öncelikli sorunlarımızı ve devlet kurumlarından beklentilerimizi sıralayacağım:
Depremin üzerinden 136 koca gün geçti. 136 günde, bir ilde barınma sorunu çözülemez mi arkadaşlar?
Çözülemiyor, çünkü bu durumda bile insanlarımız arasında ayrım yapılıyor. Konteynırlar adil dağıtılmıyor. Böyle vicdansızlık olur mu? AFAD ilçelerimiz arasında, ayrım yapıyor. Yapmayın, ayıptır, günahtır… Dereler, haşere ve sineklerin üreme yuvası oldu, etrafı yılanlarla doldu. Çadırları yılanlar basıyor. İnsanlarımız çadırlarda yılan korkusundan uyuyamıyor. Kendinizi veya çocuklarınızı, şöyle bir ortamda yaşarken, düşünebiliyor musunuz?
Kendinize reva görmediğinizi, Hatay halkına niye reva görüyorsunuz?
Bu kadar aymazlık olur mu? Acilen derelerimizi temizleyin. Deprem öncesine göre, Hatay’da haşere ve vektör yuvası, neredeyse 10 kat artarak, 1 milyonun üzerine çıktı. Belediyelerimiz ilaçlamada yalnız bırakılıyor. Şehrimiz sinek istilası altında. Bu haşerelere, bir an önce müdahale edilmezse, şehrimizde salgın hastalıklar kol gezecek. Müdahale için neyi bekliyorsunuz? Hatay’ı ötekileştirmekten bıkmadınız mı? Bakanlıktan ilaçlama için takviye, destek bekliyoruz.
TÜM KURUMLARI GÖREVE DAVET EDİYORUM
Hatay’da her şeyini kaybetmiş, elinde bir evi veya zeytinliği, ya da tarım arazisi kalmış vatandaşın, bu mallarına da, kamulaştırma yoluyla devlet el koyuyor. Bunca hazine arazisi varken, hangi vicdansızlıkla, bir depremzedenin yuvası, ekmek teknesi, elinden alınır? Bu kamulaştırmaları derhal iptal edin, vatandaşın malından gözünüzü, elinizi çekin! Afet konutlarını uygun hazine arazilerine yapın. Moloz döküm sahalarının çoğunu mahalle yakınlarına kurdunuz. Kanserojen saçan, ölüm saçan, Asbestli molozları, yaşam alanlarımızdan, su kaynaklarımızdan, derhal uzaklaştırın. Havamızı, suyumuzu, doğamızı zehirlemeye son verin. Hatay havalimanı 6 Şubat’tan beri ticari uçuşlara kapalı. Şu havalimanının haline bakın (resim 3) Yağmur yağar su altında kalır, deprem olur 4 ay kapalı kalır. Bu bence bir utanç vesikasıdır. Ulaştırma ve Altyapı Bakanına sesleniyorum: havalimanımızı bir an önce ticari uçuşlara açın, Hatay’ı kendi içine hapsetmeye, Hatay’ı yalnızlaştırmaya son verin. Hatay’da Dörtyol Devlet Hastanesi dışında ameliyat ve sezaryen doğumlar için hizmet veren bir hastane yok. Dörtyol’un kapasitesi de yetmiyor. İnsanlarımız Adana’ya sevk ediliyor. 2 buçuk saatlik yola hangi hamile, hangi hasta dayanabilir? Yeter artık, hastalarımızı, hamilelerimizi, bebeklerimizi yollarda kaybetmek istemiyoruz. Sağlık Bakanına sesleniyorum: Defne devlet hastanesini tam kapasiteye çıkarın artık! Ve son olarak, talebim, Gazi Meclisimizin, Siz değerli üyelerinden olacak. Deprem bölgesindeki vatandaşlarımızın elektrik, su ve doğalgaz faturalarının, yılsonuna kadar devlet tarafından karşılanması için, geçen hafta Meclis Başkanlığına bir kanun teklifi verdim. Depremzede insanımız manen, madden bitik arkadaşlar. Hiçbir geliri yok. Fatura ödeyecek durumları yok.
İktidardakilerin reddedeceğini biliyorum, ama gelin bari bu kanun teklifin evet deyin. Tüm kurumları göreve davet ediyorum, Hatay’a hizmet vermeye bekliyorum. Teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.